YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3406
KARAR NO : 2017/5856
KARAR TARİHİ : 06.07.2017
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş göremezlik oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerinde 29/05/2006 tarihinde geçirmiş olduğu kaza olayının iş kazası olduğunun tespiti ile maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının maluliyet oranının %3 olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 29/05/2006 tarihinde davacının davalı işyeri nezdinde çalışmakta iken hamurkâr makinasına elini kaptırması neticesi sol orta parmak yaralanmasının meydana geldiği, davacı tarafından açılan tazminat davasında eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı, olay yerinde keşif yapıldığı, keşif sonrası düzenlenen bilirkişi heyet raporu ve Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporu ve Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’na ait raporların dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nın 297. maddesi uyarınca; “hükmün sonuç kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Buna göre; Mahkeme, davacının dilekçesinde yazılı olan tüm talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vererek, bu konulardaki uyuşmazlığı sona erdirmelidir.
Somut olayda, davacı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespiti ile birlikte ayrıca maluliyet oranının tespiti de istenmiştir. Mahkemece kurulan hükmün 1.bendinin ilk fıkrasında davanın kabulüne karar verilmiş, ancak hükmün 1.bendinin 2.fıkrasında sadece maluliyet oranının tespitine dair hüküm kurmakla yetinilmiştir. Hüküm fıkrası kendi içinde çelişkili olup yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının geçirmiş olduğu kaza olayının iş kazası olduğunun tespiti istemi ile ilgili de olumlu veya olumsuz bir hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin bu şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/07/2017 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.