Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/3356 E. 2017/5570 K. 03.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3356
KARAR NO : 2017/5570
KARAR TARİHİ : 03.07.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, … hizmetlerine göre emekli olmak istediğini, Bağ-Kur sigortalılığı ile Bağ-Kur prim borçlarının iptaline, ihtirazi kayıtla yatırılan Bağ-Kur primlerinin iadesine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Bağ-Kur prim borcu bulunduğu gerekçesiyle tahsis talebini reddeden ve davacıya prim borcu çıkartılmasına sebep olan Kurum işleminin iptali ile Bağ-Kur sigortalılığının ve prim borçlarının iptali ve ihtirazi kayıtla ödenen Bağ-Kur primlerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 26/05/1984 tarihinden beri kesintili devam eden 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 01/01/2002-24/05/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 01/10/2008-30/11/2008 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında isteğe bağlı sigorta primi ödediği, 05/03/1980-08/11/1981 tarihleri arasındaki 600 günlük askerlik süresini borçlandığı, 23/09/2013 tarihli tahsisi talebinin Kurum tarafından reddedildiği, davacının Bağ-Kur prim borçlarını ihtirazi kayıt ile 06/11/2013 tarihinde ödediği, bu ödemeden sonra 14/11/2013 tarihli tahsis talebine göre 01/12/2013 tarihi itibariyle davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının 506 ve 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık statülerinin çakıştığı 01/01/2002-24/05/2006 tarihleri arasındaki dönemde hangi sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı ve davacıya 23/09/2013 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
“Çakışan sigortalılık sorununu” gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla … kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir … kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde “Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” ( K ) bendinde ise. “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı” belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca … kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, … sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
5510 sayılı yasanın 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile değişik 53. maddesinde “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı yasanın 53. maddesinde 6111 sayılı yasanın 33. maddesi ile yapılan bu değişiklik 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten önceki süreler için uygulanamayacaktır.
5510 sayılı yasanın 53. maddesinin 6111 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki halinde ise; “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, 04/04/2015 tarih ve 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna geçici 63. madde eklenmiş olup “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davacının 01/01/2002-24/05/2006 tarihleri arasında vergi kaydı nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 2002/2. dönemden itibaren de … kapsamında çalışmalarının olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının 01/01/2002 tarihinde önce başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılıktır. Bundan sonra 506 sayılı Kanuna tabi çalışmasının 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı sona erdirmeyeceği ortadadır. Ancak, bu durumun istisnası 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 63. madde olup söz konusu hüküm gereğince davacının sigortalılığının durdurulması imkanı bulunmaktadır.
Yapılacak iş, davacının 06/11/2013 tarihinde ihtirazi kayıtla yaptığı ödeme haricinde yapmış olduğu prim ödemelerine göre 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 63. madde kapsamında sigortalılığının hangi tarihte durdurulması gerektiğini Kurumdan sormak, buna göre yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda çakışan sigorta sorununu çözüme kavuşturup davacının … kapsamındaki sigortalılığının geçerli olduğu tarihleri belirleyip oluşacak sonuca göre davacının tahsis talebinde bulunduğu 23/09/2013 tarihinde yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığını tespit etmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03/07/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.