Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/2228 E. 2016/3581 K. 07.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2228
KARAR NO : 2016/3581
KARAR TARİHİ : 07.03.2016

Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, takibin durdurulmasına ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı G.. B..,belediyede çalışan işçilerin yargılama sonucu hüküm altına alınan tasarruf teşvik ve nema alacağı ile yargılama giderlerinin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığınca ödendiğini ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının kesinleşen mahkeme kararı neticesinde Hazinece yapılan ödemeden dolayı davacı Başkanlığına rücu etmek istediğini belirterek Kurum tarafından aleyhine düzenlenen ödeme emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Esas sayılı dosyasında belediye işçisi ‘nün Hazine Müsteşarlığı aleyhine tasarruf teşvik kesintisi alacağının tahsili istemiyle dava açtığı ,İdare Mahkemesince, Hazinenin kusursuz sorumluluğu bulunduğu ve belediyenin tasarrufu teşvik kesintisi borcunun İller Bankasından olan gelirleri ile mahsuba konu edilerek Ziraat Bankasındaki hesaba yatırılmış olduğundan davacının eksik kalan Tasarrufu teşvik kesintisi anapara ve nema alacağının Hazine Müsteşarlığınca davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Karar Mahkemesinin E. sayılı ilamı ile 30.09.2014 gününde onanarak kesinleşmiştir.Hazine Müsteşarlığı, SGK’na gönderdiği 05.03.2015 tarihli yazı ile ,tasarruf teşvik kesintisi alacağı için dava açan ‘ye mahkeme kararı ile ödediği 6.504,13 TL nin G.. B..ndan 6183 SK hükümlerine göre cebri takip yolu ile tahsilini istemiş,buna göre SGK ca davacı belediyeye gönderilen 2015/1 takip numaralı ödeme emri 10.04.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.Dosyada bulunan SGK’ nun 20.10.2008 tarihli yazısında, tasarruf teşvik kesintisine ilişkin borcunun icra takibine alınarak tahsil edildiği, SGK ca ilgili banka şubesine ödendiği bildirilmiş ,yine SGK nun 30.11.2010 tarihli yazısında tasarruf teşvik borçlarının uzlaşma kapsamına alınarak bedelin lgili hesabına yatırıldığı ve borcun bittiği belirtilmiştir.
4853 sayılı Kanun’un 26/12/2006 tarihinde 5568 sayılı Kanun ile eklenen ek madde 1 hükmü doğrultusunda, tasarruf teşvik hesaplarına dair tüm varlık ve yükümlülükler 31/12/2007 tarihi itibarıyla Hazineye devredilmiş durumdadır. Anılan hükümde, “Mülga 09/03/1988 tarihli ve 3417 sayılı Kanunla kurulan ve bu kapsamda hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esasları belirlemek üzere 24/04/2003 tarihli ve 4853 sayılı Kanunla tasfiye edilen Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabına ait tüm varlık ve yükümlülükler, 31/12/2007 tarihine kadar Hazineye devrolunur. Devre ilişkin hususları belirlemeye Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Devir tarihinden sonra hak sahiplerine yapılacak her türlü ödeme, kayıtları esas alınarak Banka tarafından gerçekleştirilir. Bu ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin Hazine Müsteşarlığına iletilmesini takiben söz konusu ödeme karşılığı tutarlar Müsteşarlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten karşılanmak suretiyle hak sahibine ödenmek üzere Bankaya aktarılır. Konusu suç teşkil eden fiillerden kaynaklanan ödemeler hariç hak sahiplerine fazla ödeme yapıldığının tespiti halinde, bu tutarların tahsilinden vazgeçilerek terkin edilir ve yönünden gerçekleşmiş ödemelere ilişkin tüm hak ve yükümlülükler kendiliğinden sona erer.” şeklinde kurala yer verilmiştir.
13/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu Geçici 5. maddesinde yer alan “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31/12/2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 31/12/2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir. Bakanlar Kurulu bu süreyi altı aya kadar uzatmaya yetkilidir. Bu madde kapsamındaki alacak ve borç ifadesi bu alacak ve borçlara ilişkin fer’ileri ve cezaları da kapsar. Yukarıdaki fıkra kapsamında yer alan kuruluşların takas ve mahsup işlemine konu olan veya olmayan borçları, genel bütçe vergi gelirlerinden her ay ayrılacak paylarının yüzde kırkını geçmemek üzere kesinti yapılarak tahsil edilir.” hükmü ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar çerçevesinde, Kurumca icra kanalı ile tahsil edilmeyen ve tüm işçileri kapsayan tasarrufu teşvik kesintilerini de kapsayan belediyelerin ve diğer kurumlara olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak Hazine Müsteşarlığı arasında uzlaşmaya varılmış ise ilgili belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle borçların tasfiyesi işlemleri başlatılmaktadır. Bu noktada sözü edilen kurum ve kuruluşlar bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan tasarruf teşvik kesintisi ve katkı paylarını da içeren borçların yeniden yapılandırılmasının gerçekleşip gerçekleşmediği ve bu konuda Hazine Müsteşarlığı ile uzlaşma yoluna gidilip gidilmediği hususu sorumluluğun belirlenmesi bakımından önemlidir.
4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun gereğince nemaları tahsil görevi davalı Kuruma verilmiştir. Bu borcun asıl sorumlusu da davacı işverendir.Buna göre nema sorumlusunun işveren belediye olduğu şeklindeki belirleme yerindedir. Ancak mahkemece davacı belediyenin tasarruf teşvik borçlarının uzlaşma kapsamına alınıp alınmadığı,belediyeden icra yoluyla veya uzlaşma kapsamında tasarruf teşvik borcunun tahsil edilip edilmediği araştırılmadan karar verilmesi isabetsizdir.
Yapılacak iş, davalı Kurum’dan belediyenin tasarruf teşvik borçlarının uzlaşma kapsamına alınıp alınmadığını , bu konuda davacı belediyeden tahsil edilerek ilgili hesaplara aktarılan ödeme bulunup bulunmadığını sorarak, gerçekten de uzlaşma kapsamında belediye gelirlerinden kesilerek tahsil edilmesi söz konusu ise davanın kabulüne karar vermektir.

O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
07/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.