Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/20171 E. 2017/7101 K. 02.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20171
KARAR NO : 2017/7101
KARAR TARİHİ : 02.10.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dava, iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle önceki davada hüküm harici kalan bakiye maddi tazminat alacağının tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı lehine 94.743,34 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 06/07/2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının 06/07/2004 tarihinde işyerinde geçirdiği iş kazası neticesinde %100 oranında malul kaldığı, taraflar arasında sonuçlanan Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 2010/481 esas 2011/12 karar sayılı dosyasında davacının aynı iş kazası ile ilgili maddi ve manevi tazminat talepli dava açtığı, dosya kapsamında hesap bilirkişiden alınan 06/05/2009 tarihli rapora göre davacının maddi tazminat alacağının 537.348,80 TL olarak hesap edildiği, davacı vekilinin 17/06/2009 tarihli ıslah dilekçesiyle SGK tarafından bağlanan gelirin tüm peşin sermaye değeri olan 211.325,49 TL’nin tamamını maddi tazminat isteminden tenzil ederek maddi tazminat alacağı olarak 326.023,31 TL’nin davalılardan tahsilini talep ettiği, dava dilekçesinde ise 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş olduğu, mahkemece verilen 30.06.2009 tarih 2004/1715 Esas, 2009/338 Karar sayılı ilk kararda 326.023,31 TL maddi tazminat ile 85.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davalılar vekilince temyizi üzerine Dairemizin 23.02.2010 tarih ve 2009/11902 Esas, 2010/1816 Karar sayılı ilamıyla, arsa sahibi olan davalı Hülya Zuhal Işın ile dahili davalıların kusurlarının bulunmadığı giderek kusura dayalı olarak tazminattan sorumlu tutulamayacakları ve yapılan hesapta pasif devre zararının da asgari ücret esas alınarak hesaplanması gerektiğine işaretle kararın bozulduğu, bozma sonrasına yapılan yargılamada hesap bilirkişiden alınan 03/01/2011 tarihli raporda davacının maddi tazminat alacağı 420.766,65 TL olarak hesap edildiği, mahkemece verilen 20.01.2011 tarihli karar ile davalı Hülya Zuhal Işın ve dahili davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacının maddi tazminat alacağı 420.766.65 TL. ise de; taleple bağlı kalınarak 326.023.31 TL maddi ve 85.000,00 TL. manevi tazminatında olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 15/05/2012 tarih ve 2012/2979 Esas, 2012/8210 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, davacı vekilinin iş bu davada önceki kararda talep harici kalan 94.743,34 TL’nin tahsili için ek dava açtığı anlaşılmıştır.

Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; taraflar arasında kesinleşen Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 2010/481 esas 2011/12 karar sayılı dosyasında, 06/05/2009 tarihli hesap raporuna istinaden davacı tarafın 17/06/2009 ıslah dilekçesinde SGK tarafından bağlanan gelirin tüm peşin sermaye değerini tenzil ederek maddi tazminat istemini ıslah etmesi, mahkemece ıslah doğrultusunda verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu nedenle mahkemece iş bu temyize konu davada talep edilen bakiye maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi