Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/18135 E. 2017/2477 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18135
KARAR NO : 2017/2477
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme kararında belirtildiği şekilde, reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından usule uygun temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü, aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, iş kazası nedeniyle maluliyet oluşmayacak şekilde yaralanan davacının manevi zararlarının giderilmesi talebine ilişkindir.
Mahkeme tarafından, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacının 19.04.2014 günü iş yerinde kaza geçirdiğine ilişkin işveren tarafından tanzim edilen evrakın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının, davalı işveren nezdinde çalışırken 19.04.2012 tarihinde iş kazası geçirdiği anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. Maddelerinde hakimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların … ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerekir. Hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.

Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, %0 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının sürekli iş göremez duruma gelmese dahi üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun da bedensel zarar kavramına dahil bulunduğu gözetilerek muhik bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.