Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/18069 E. 2017/3277 K. 18.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18069
KARAR NO : 2017/3277
KARAR TARİHİ : 18.04.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, aylığın kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaliyle ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali, davacının borçlu olmadığının tespiti ve ödenmeyen aylıkların faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Davacının boşanmasının muvazaalı olup olmamasının da ölüm aylığı bağlanmasında ve kesilmesinde bir önemi yoktur. Kanunun ölüm aylığı bağlanması ve kesilmemesi için aradığı şart davacı ile boşandığı fiilen eşinin birlikte yaşamamasıdır. Birlikte yaşama varsa aylık bağlanmaz, bağlanan aylık da birlikte yaşamanın gerçekleştiği tarihten itibaren kesilir ve birlikte yaşamadan itibaren yersiz ödenen aylıklar geri istenir.
Somut olayda; Mahkemece, 14.11.2013 tarih, : 2011/1040 E. 2013/1237K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemiz tarafından, 09.06.2014 tarih, 2013/22201E. 2014/12960 K. sayılı ilam ile; ” eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek yapılacak iş gösterilmek” suretiyle hükmün bozulduğu, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, ancak tutanak tanıklarının dinlenmediği, davacının boşandığı eşinden şikayetçi olduğu soruşturma dosyasının incelenmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş; Dairemizin 09.06.2014 tarih, 2013/22201E. 2014/12960 K. sayılı ilamında belirtilen şekilde araştırma yapmak, özellikle kontrol memurluğu raporunda ifadesi alınan Gülnur Girgin ile diğer tutanak tanıklarını dinlemek, davacının eski eşi hakkında şikayetçi olduğu soruşturma ve varsa kovuşturma evraklarını getirtmek suretiyle araştırmayı genişleterek tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.