Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/17911 E. 2017/2390 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17911
KARAR NO : 2017/2390
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı ve borçlanma yaptığı tarih olan 14/11/1973 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; davacının, Alman Rant sigortasına giriş tarihi olan 14.11.1973 tarihinin Türkiye’deki sigorta başlangıcı olarak kabulü istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Dairemizin 26.02.2015 Tarih ve 2015/387 E, 2015/3515 K sayılı geri çevirme kararı ile; Avukat …’in davacıdan alınmış davadan feragat yetkisini içeren vekaletmanesinin dosya içinde bulunmadığı anlaşıldığından; davacı vekilinden davacıdan alınmış davadan feragat yetkisini içeren vekaletnamesinin istenerek eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verildiği, ancak; anılan geri çevirme kararından sonra mahkemece davacı vekiline feragat yetkisini içeren vekaletname sunması için 1 aylık süre verilmişse de süresi içerisinde istenilen belgenin sunulmadığı, bu nedenle de mahkemece dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 74. maddesinde; “ Açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif edemez, yemini kabul, iade veya reddedemez, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, müvekkilinin iflasını isteyemez, tahkim ve hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması teklifinde bulunamaz ve bunlara muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan veya kanun yollarından feragat edemez, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, yargılamanın iadesi yoluna gidemez, hâkimlerin fiilleri sebebiyle Devlet aleyhine tazminat davası açamaz, hangileri hakkında yetki verildiği açıklanmadıkça kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez. ” düzenlemesi yer almakadır.
Somut olayda; davacı vekilince, davadan feragat yetkisini içeren vekalet sunulmadığı, davacı asilin de yazılı veya sözlü beyanı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacı asilin davadan feragate ilişkin beyanını alarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.