YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17902
KARAR NO : 2017/2232
KARAR TARİHİ : 21.03.2017
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 17/04/2007-15/07/2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Mahkemece 07/05/2013 tarih, 2009/150 E.- 2013/349 K sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 17/06/2014 tarih, 2013/13439 E. 2014/14161 K. sayılı kararı ile; davalıya ait … Ltd. Şti. unvanı ile tescilli bir işyeri bulunup bulunmadığı Kurumdan sorularak, bulunması halinde ihtilaf konusu dönem bordroları getirtilerek bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile resen tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, ihtilaf konusu dönemde davacı adına hizmet bildiren işyerleri ile davalı işveren arasında organik bağ bulunup bulunmadığını araştırmak, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulması gerektiği” belirtilerek hükmün bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Somut olayda, davacı adına davalı tarafından işe giriş bildirgesinin verilmediği, hizmet bildirimi yapılmadığı, davacının 17/12/2007-30/12/2007 ,16/07/2008-24/07/2008 tarihleri arasında ve 01/02/2008 tarihinde dava dışı işyerlerinden çalışmasının bildirildiği, davalı işveren adına tescilli işyerinin bulunmadığı ve … Ltd. Şti. olan unvanın 24/05/2007 tarihinde değişerek … Ltd. Şti. olduğu, davacıya maaş ödemelerine ilişkin bir kısım tediye makbuzlarının bulunduğu, Mahkemece davalı işveren ile davacı adına hizmet bildiriminde bulunan dava dışı işyerleri arasında organik bağ bulunup bulunmadığının usulünce araştırılmadığı, komşu işyerlerinin tespiti için yaptırılan kolluk araştırması sonucu düzenlenen tutanağından numaraj sistemi değiştirildiğinden sonuç alınamamış olabileceğinin dikkate alınmadığı, öte yandan … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 18/02/2016 havale tarihli yazısında davalı şirketin 31/01/2014 tarihinde terkin edildiğinin bildirilmesi karşısında tüzel kişiliğinin sonlanıp sonlanmadığı anlaşılamayan şirket aleyhine yargılamaya devam olunarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davalı şirketin tüzel kişiliğinin sonlanıp sonlanmadığı araştırılarak ticaret sicilinden terkin edilmiş ise şirketin ihyasının sağlanması için davacıya uygun süre vermek, ihya edilince davalı şirketi taraf haline getirmek, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile resen tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, ihtilaf konusu dönemde davacı adına hizmet bildiren işyerleri ile davalı işveren arasında organik bağ bulunup bulunmadığını araştırmak,davacının dava dışı işyerlerinde fiilen çalışması bulunup bulunmadığının tespiti için dava dışı işyerleri bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 21/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.