Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/17542 E. 2016/12275 K. 06.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17542
KARAR NO : 2016/12275
KARAR TARİHİ : 06.10.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yargı yolu yönünden usulden reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 10.11.2009 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu bedensel bütünlüğü zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın davalı kurumun eyleminin idari eylem olduğu, idari eylemden doğan tazminat davalarında görevli mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dava nitelikçe zararlandırıcı olay sonucu sigoratalının uğradığı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi talebine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 5521 sayılı Yasa’nın 1. maddesidir. Anılan maddede işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Bu tür davalar temelde iş kazasına ve davacının işverenle olan iş sözleşmesine dayalı olarak ortaya çıktıklarından uyuşmazlığın İş Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. İş kazasının oluşumu, tarafların kusur durumları, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, İş Mahkemesince görülüp çözümlenmelidir. Bu konuların belirlenmesinden sonra zarar durumu tartışılabileceğine göre, görevli mahkemenin idare mahkemeleri olmayıp, özel nitelikli iş mahkemesi olması davanın hukuksal özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Ayrıca davanın tarafları temelde işçi ve işverendir. Davacı iddiasını buna dayalı olarak ortaya koyduğuna göre sorunun iş mahkemesinde çözümlenmesinin yasal zorunluluk olduğu ve davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, davanın esasına girilmek yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.