Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/17447 E. 2017/3846 K. 11.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/17447
KARAR NO : 2017/3846
KARAR TARİHİ : 11.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 23/01/1999-18/05/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 17/04/2014 tarih ve 2013/6951 Esas 2014/8133 Karar sayılı bozma ilamı üzerine mahkemece, davacının davalılar SGK, … ve Ateş Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd Şirketine yönelik davasının kabulü ile davacının 23/01/1999 – 26/09/2006 tarihleri arasında davalılardan … yanında, 26/09/2006 -18/05/2007 tarihleri arasında davalı … Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd Şirketinde kesintisiz hizmet ilişkisi içinde asgari ücretle çalıştığının tespitine, kuruma bildirilen süre ve primler dışlanarak eksik süre ve primlerin tamamlanmasına, davacının davalı …’e yönelik davasının reddine, karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davalı şirketin 2011 yılına ait kayıtlarına göre Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı adresine Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat yapıldığı, davalı …’in vekillikten çekilen avukatına tebligat yapıldığı ve davalı … adına ise ilanen yapıldığı, … ile …’in mernis sisteminde kayıtlı adreslerinin bulunmadığı anlaşıldığından taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, davacının çalışmaları ile ilgili olarak 2001 öncesi dönem bakımından da araştırmanın genişletilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin güncel durumunu ve adresini sormak, farklı bir adres tespit edilmesi halinde bu adrese, şirketin tasfiye halinde bulunduğunun anlaşılması halinde tasfiye memuruna, şirketin terkin edildiğinin anlaşılması halinde ise şirketin ihyasının sağlanmasından sonra şirkete tebligat yapılmasını sağlamak, davalılar … ile …’in Tapu Müdürlüğü, Vergi Dairesi, Nüfus Müdürlüğü gibi kurumlardan sormak suretiyle adreslerini tespit edip adı geçen davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasını sağlamak, 2001 öncesi dönem bakımından araştırmayı genişletmek, davalı işyerlerinin 2001 öncesine ait dönem bordrolarını getirtip dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.