Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/1536 E. 2017/3878 K. 11.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1536
KARAR NO : 2017/3878
KARAR TARİHİ : 11.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle sigorta başlangıç tarihinin 02.10.2005 olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 02.10.2005-13/07/2012 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 02/11/2005-07/03/2007 tarihleri arasında davalı işyerinde asgari ücretle çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı adına 07/03/2007-13/07/2012 tarihleri arasında davalı işyerince Kurum’a tam olarak hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacının 02/06/2004-02/09/2005 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptığı, davalı işyerinin 01/08/2006 tarihinde Kanun kapsamına alınmış olduğu, davalıya ait 27/07/2000-31/12/2000 tarihleri arası ile 01/08/2008 ve halen devam eden vergi kaydının bulunduğu, 2006/08-2008/12. aylarına ait davalı işyerine ait dönem bordrolarının getirtildiği, yapılan zabıta araştırması neticesi “davalı işyerine komşu işyerlerinin davacıyı tanımadıkları ve davacının çalışmalarına dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı”nın tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkeme’ye bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıkları ile re’sen belirlenen davalı işyerinin çalışanı olan bordrolu tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda Mahkemece Mobilya İmalatı olarak faaliyetin yürütüldüğü davalı işyerinin Kanun kapsamına alınma tarihi olan 01/08/2006 tarihinden öncesinde de faal olup olmadığı hususunun hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde aydınlatılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davalı işyerinin Kanun kapsamına alındığı tarih olan (01/08/2006) tarihinden öncesinde de işyerinin faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını işyerine ait vergi kaydı, elektrik, su, doğalgaz abonelik kaydı ve faturaları ile araştırmak, ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Belediye ve zabıta aracılığıyla davalı işyerinin hangi tarihlerde faal olduğunu belirlemek ve davalı işyerinin Kanun kapsamına alınabilecek nitelikte faal olduğunun belirlenmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle yapılacak araştırma neticesi davalı işyerine komşu işyerleri belirlenerek bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum ve davalı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Halil İbrahim Molla’ya iadesine 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.