Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/151 E. 2016/1219 K. 04.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/151
KARAR NO : 2016/1219
KARAR TARİHİ : 04.02.2016

Davacı, davalının borca yeter miktardaki menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların teminatsız olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, alacaklanın talebinin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Temyize konu karar, yerel mahkemenin 01.09.2015 tarihli nihai ihtiyati haciz kararıdır.
Davacı, davalı şirkette geçirdiği iş kazası neticesinde uğradığı cismani zararın tazmini için aynı mahkemede açtığı dava neticesinde davanın kabulü yönünde aldığı ilamı gerekçe göstererek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve mahkemece, ilama konu borç miktarı ile sınırlı olmak üzere borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İİK’nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda, haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği ve bu zararın bir mahkeme ilamı ile hüküm altına alındığı açıktır.
Her ne kadar, geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmişse de, mahkemece ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve borçlu şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun düşmeyecek şekilde, borç miktarı ile sınırlı bile olsa, borçlu şirketin tüm menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarını kapsayacak veya etkileyecek şekilde ihtiyaten haczine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.