Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/14358 E. 2017/1897 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14358
KARAR NO : 2017/1897
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverenelere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum, … Müdürlüğüne izafeten… İşletme Müdürlüğü ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, 01.04.1999-28.02.2003 tarihleri arasında … İşletme Müdürlüğüne bağlı olarak, 01.03.2003-24.07.2006 tarihleri arasında da davalı …’ne bağlı olarak orman fidanlığında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, “davacı … ‘ın 15/10/1995 – 28/02/2003 tarihleri arasında hizmet akdine bağlı olarak asgari ücret ile 1756 gün, davalı … Genel Müdürlüğü bünyesindeki Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünde ÇALIŞMASI BULUNDUĞUNUN, yine davacı …’ın 01/03/2003 – 24/07/2006 tarihleri arasında hizmet akdine bağlı olarak asgari ücret ile 864 gün, davalı … bünyesinde olmak üzere toplam 2620 gün (7 yıl, 3 ay, 10 gün) çalışması bulunduğunun tespitine; davacının davasının davalı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrol Müdürlüğüne izafeten Mersin Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrol Müdürlüğü Başmühendisliği yönünden husumetten reddine” karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, mahkemece Dairemizin 2015/9277 Esas, 20293 Karar sayılı, 16.11.2015 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamına yanlış anlam verildiği ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Halbuki 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Öte yandan HMK’nın 26. maddesi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, bozma ilamımızda davacı ile benzer şekilde çalışması olan temyiz incelemesi birlikte yapılan sigortalı …’ın davalılara ait işyerinde geçen hizmetlerinin tespiti istemli davasında, her iki işveren nezdinde de Ekim ayı başından Mayıs ayı sonuna kadar olmak üzere yılda 8 ay çalıştığının kabul edildiği, davacı bakımından yapılan incelemede de; tüm dosya kapsamından ve dinlenen tüm tanık beyanlarından davacının çalışmasının tüm yıl boyunca devam etmediğinin anlaşıldığı, bu sebeple talep ettiği tarihler arasında yıl boyunca değil de yılda 8 ay olacak şekilde çalıştığının tespitine karar verilmesi gerktiği belirtilmesine rağmen bozma ilamına yanlış anlam verilerek ve davacının talebinin davalılar nezdinde 01.04.1999-28.02.2003 ve 01.03.2003-24.07.2006 tarihlerine ilişkin olduğu göz önünde bulundurulmadan, talebi aşılmak sureti ile sigortalı…’ın talep ettiği tarihler olan “15.10.1995 – 28.02.2003″ ve ” 01.03.2003 – 24.07.2006″ tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının her iki davalı işveren nezdinde talep ettiği tarihler arasında Ekim ayı başından Mayıs ayı sonuna kadar olmak üzere yılda 8 ay çalıştığının tespitine karar vermekten ibarettir.
O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … Genel Müdürlüğüne izafeten… İşletme Müdürlüğü ve …’ne iadesine, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.