Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/13879 E. 2017/7899 K. 17.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13879
KARAR NO : 2017/7899
KARAR TARİHİ : 17.10.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 44.363,38 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/10/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat …..avacı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

1-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğinin arttığı iddiası ile fark maluliyet için maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 34.363,38 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 24.01.2009 tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacı sigortalının davalı şirkete ait tersanede dava harici….i işçisi olarak çalışırken 24.01.2009 tarihinde iş kazası geçirdiği, SGK Malululiyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı’nın 03.02.2011 tarihli raporunda maluliyetinin %5 olarak kabul edildiği ve kontrol muayne kaydının bulunmadığı, davacının bu maluliyet oranı üzerinden açtığı davanın Karadeniz Ereğli 1. İş Mahkemesinin 2011/1093 E-2013/37 K sayılı ilamıyla karara bağlandığı ve davacı lehine 7.801,00 TL maddi, 4.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, SGK Kocatepe Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 11.02.2013 tarihli raporunda davacının maluliyetinin aratma kaydıyla %17 olarak tespit edildiği, Yüksek Sağlık Kurulu’nun 07.01.2015 tarihli raporunda da %17 oranındaki maluliyetin doğrulandığı, Davalı vekilinin Yüksek Sağlık Kurulu raporuna itiraz etmiş olduğu, Mahkemece %12 fark maluliyet üzerinden yapılan hesaba itibarla hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

İş kazalarında maluliyetin doğru tespiti önem arzetmektedir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasaya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de; diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının 24.01.2009 tarihli iş kazası nedeniyle oluştuğu iddia edilen maluliyetinin artıp artmadığının, artan maluliyet oranı ile iş kazası arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu ile Adli Tıp 2. Üst Kurulundan alınacak raporlarla tespiti gerekirken, Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora itibarla eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.