Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/12403 E. 2017/4311 K. 23.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12403
KARAR NO : 2017/4311
KARAR TARİHİ : 23.05.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İ
Davacı, iş kazası sonucu maluliyet oranının yükselmesi nedeniyle fark maluliyetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 18.000.00TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23/05/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat … geldi. Davalı ile ihbar olunan adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine.
2-Davalının temyiz itirazlarının kabulüne;
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; iş kazasının 22/07/1998 tarihinde meydana geldiği, davacının bu nedenle 05/07/2001 tarihinde açtığı maddi-manevi tazminat davasında davacının maluliyet oranının %29,00 olduğunun kabul edildiği, bahsedilen bu….. 5. İş Mahkemesi’nin 2003/126 Esas numaralı dosyasının 29/09/2004 tarihli celsesinde davacı vekilinin %29,00 oranını tespit eden Yüksek Sağlık Kurulu raporuna karşı beyanda bulunurken açıkça rapora bir diyecekleri olmadığını beyan ettiği, davacı tarafın bu ilk davanın neticelenmesinden hemen sonra sürekli iş göremezlik oranının tespiti davası açtığı, bu tespit davasında davacının sürekli iş göremezlik oranının %42,00 olduğunun tespit edildiği, sürekli iş göremezlik oranının tespiti davasının kesinleşmesinden hemen sonra da eldeki temyiz incelemesine konu davayı açarak iş kazasından kaynaklanan fark maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Kesin hüküm bulunmaması da bir dava şartıdır. Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir
Somut olayda, davacının ilk olarak 2001 yılında açtığı tazminat davasında %29,00 sürekli işgöremezlik oranı davacı vekili tarafından açıkça kabul edilmiş, davacının sürekli işgöremezlik oranı tartışılarak kesinleşmiştir. Bu bakımdan maluliyet oranında artma kabul edilemez.
Açıklanan nedenlerle, fark maluliyet nedeniyle açılan eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,

23/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.