Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/1217 E. 2017/95 K. 16.01.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1217
KARAR NO : 2017/95
KARAR TARİHİ : 16.01.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İŞ) Mahkemesi

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle ilk prim kesintisinin yapıldığı aybaşından itibaren sigortalı olduğunun tespitiyle prim borçlarının 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, ziraat odası üyelik kaydını 09.04.1997 tarihi olarak kabul etmeyen davalı Kurum işleminin iptaline, davacının ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması yönündeki talebinin kabulüne, davacının prim borçlarının 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı Kurum işleminin iptaline, davacının 09.04.1997 tarihinden itibaren çiftçilik yaptığı kanaatine varılmakla, 09.04.1997 tarihinin ziraat odası üyelik kaydının başlangıç tarihi olarak tespitine, üyelik tarihinin 09.04.1997 olarak tesciline ve kayıtların bu şekilde tashihi ile muarazanın men’ine, davacının tespit edilen tarihe göre oluşacak prim borçlarından 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırma hakkından yararlanması gerektiğinin tespitine, davalı Kurum’un bu hususlarda yarattığı muarazanın men’ine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ilk olarak 23.05.2011 tarihinde davalı Kurum’dan prim kesintilerine göre tescil talebinde bulunduğu, ancak davacının talebinin davalı Kurum tarafından; kesintilerin olduğu yıllarda davacının aile reisi olmadığından bahisle reddedildiği, davacının daha sonra 20.11.2014 tarihinde tekrar tecil talebinde bulunduğu, söz konusu talebin davalı Kurum tarafından; ziraat odası kaydının yönetim kurulu kararı ile geriye çekildiği, bu durumun Kurum tarafından kabul edilmediği gerekçesi ile reddedildiği ve 6552 sayılı Yasa ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 54. madde gereğince davacıya 01.05.1997 – 31.12.1999, 01.05.2001 – 31.12.2001 ve 23.05.2011 – 19.01.2012 tarihleri arasında hizmet verildiğinin bildirildiği, davacının teslim ettiği ürünlerden 1997/Nisan, 1998-1999/Haziran ve 2001/Nisan aylarında prim kesintisi yapıldığı, ayrıca 200 yılında ürün teslimi olduğu, 24.02.2012 tarihinde 1.000,00 TL prim ödemesi bulunduğu, davacının ilk olarak 20.05.2011 tarihinde ziraat odasına kayıt olup 19.01.2012 tarihinde kaydının silindiği, ayrıca; ziraat odasının 23.05.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının 09.04.1997 tarihli “ yaprak tütün ekspertiz makbuzunda ” ziraat odasına 200,00 TL kesinti yapılması nedeni ile ziraat odası kaydını 09.04.1997 tarihinden itibaren başlatıldığı ve 19.01.2012 tarihinde sonra erdiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanun’da, 506 sayılı Kanun’un 79. maddesindeki gibi, geçmiş Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Anılan kanunun 5. maddesinde, 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin, kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Kanunun 10. maddesindeki kayıtlar Kurum tarafından yapılacak olan tescil işlemleri için uygulama alanı bulmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Kanun’un 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar süreklilik arz ettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Prim kesintisinin bulunmadığı yıllarda, tarımsal faaliyetin saptanması bakımından, ürünlerin ne şekilde değerlendirdiğini ortaya koymak ve sonucuna göre hüküm kurmak gerekir.
Somut olayda; mahkemece kurulan hükümde, davacının kabul edilen Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin açıkça ve infazı mümkün şekilde gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.