Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/1195 E. 2016/6553 K. 12.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1195
KARAR NO : 2016/6553
KARAR TARİHİ : 12.04.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 10.05.1982 – 31.12.1987 ve 01.01.1988 – 31.12.2000 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Somut olayda; Mahkemece K. sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edildiği, Dairemizin – E. – K. sayılı kararı ile; ” ilinde geçen çalışmalar ile ilgili araştırma yapılmadığı, ayrıca ihtilaflı dönemde davacı adına çalışma bildirilen ile davalı işyeri arasındaki ilişkinin araştırılmadığı, buna bağlı olarak 11.12.1982 – 28.02.1983 tarihleri arasındaki çalışma yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tartışılmadığı” belirtilerek ve yapılacak iş gösterilerek hükmün bozulduğu, bozmadan sonra yapılan araştırmada, ihtilaflı dönemde davacı adına çalışmaların bildirildiği ve ortaklarının ve adresinin davalı şirketten ve birbirinden farklı olduğu, buna göre bu şirketler ile davalı şirket arasında organik bağ tespit edilemediği, buna rağmen davacının bu şirketlerdeki çalışmasının iptali yoluna gidilmeden davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının kabul edilerek 11.12.1982 – 28.02.1983 tarihleri arasındaki çalışma yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşmeyeceğinin kabul edildiği, davalı işyerinin ilindeki sicil numaralı işyerinden resen tanık seçilmediği, davacının gösterdiği iki tanığın beyanı ile yetinildiği, ancak dinlenen tanıkların ilindeki sicil numaralı işyerinde çalışması olmadığı, davacının çalışmalarının kesinleştiği davalı işverenin ilindeki sicil numaralı işyerinden çalışmalarının bildirildiği, buna göre uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği görülmüştür.
Mahkemece, Dairemizin 16.04.2013 tarih, sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında, ihtilaflı dönemde davacının davalı işverene ait bulunan sicil numaralı işyerindeki çalışmalarının araştırılması, bu kapsamda bu işyerinin dönem bordrolarından resen tanık seçilerek beyanlarının alınması, ihtilaflı dönemde davacı adına çalışma bildirilen ve ile davalı işyeri arasındaki ilişkinin irdelenerek 11.12.1982 – 28.2.1983 tarihleri arasındaki çalışma yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşemediğinin tartışılması gerektiği belirtildiği halde Mahkemece davalı işverene ait bulunan 5300 sicil numaralı işyerinin dönem bordrolarından resen tanık seçilerek ifadelerinin alınmadığı, davalı işyeri ile arasında bağlantı tespit edilemeyen ve çalışmanın gerçek olup olmadığı araştırılmadan, gerçek çalışma ise 11.12.1982 – 28.2.1983 tarihleri arasındaki çalışma yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşeceği dikkate alınmadan, gerçek çalışma değil ise bu işyerlerinin işverenleri davaya dahil edilip bu işyerlerinden geçen çalışmalar iptal edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur..
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden ve özellikle; “bozma ilamında belirtilen şekilde tanık dinlenmeden ve bir kısım çalışmalar yönünden yukarıda yazılı şekilde hak düşümü yönünden değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş;
a) Davalı işyerinin sicil numaralı işyerine ait ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarından ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, , zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak,
b) İhtilaflı dönemde davacı adına bildirilen çalışmaların gerçek çalışma olup olmadığını araştırmak, bu kapsamda bu işyerlerinin, çalışma bildirilen döneme ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, bu işyerlerinin yetkilileri ile dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak, davacının bu işyerlerindeki çalışmalarının gerçek olup olmadığı yönünde bunların bilgilerine başvurmak, bu işyerlerine ait bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde,zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak,
c) Davacının bu işyerlerinden bildirilen çalışmalarının gerçek çalışma olmadığının anlaşılması halinde bu işyerlerindeki çalışmaların iptali yoluna gitmek, bu kapsamda bu işyerlerinin işverenlerinin davaya dahil edilmesini sağlamak,

d) bildirilen çalışmalarının gerçek çalışma olup olmadığı ve buna bağlı olarak davalı işyerindeki çalışmalarında kesinti meydana gelip gelmemesine göre 11.12.1982 – 28.2.1983 tarihleri arasındaki çalışma yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşemediğini tartışarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.