Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2016/11086 E. 2017/2031 K. 14.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11086
KARAR NO : 2017/2031
KARAR TARİHİ : 14.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan … ile … Gen. Müd. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davalı …’nın tüm, davalı …’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair kurulan hükmü davalı … ve davalı … vekillerinin temyizi üzarine Dairemizin 13.10.2015 tarih 2015/3445 Esas 2015/18257 Karar sayılı ilamıyla ” HMK’nun 26. Maddesine göre “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Somut olayda davacının davalı …’a yönelik maddi tazminat istemi, birleşen 2009/960E sayılı davadaki taleple sınırlıdır. Anılan davadaki 29.12.2003 tarihli dava dilekçesinde ise maddi tazminat isteminin 30.000,00-TL olduğu görülmektedir. Anılan davadaki talep dışında … yönünden maddi tazminatın ıslah yoluyla artırımı da söz konusu değildir. Hal böyle olunca davalı …’nın istemi aşar biçimde 40.000,00-TL maddi tazminattan sorumlu tutulmasının HMK’nun 26. Maddesinde düzenlenen istemle bağlılık ilkesine aykırı olduğu açıktır. Davalılar arasında müteselsil borç ilişkisi bulunması ayrı dava ile ileri sürülen taleplerin toplanmasına vesile olmaz. Müteselsil borçluların her biri kendilerine yöneltilen istem kadar tazminattan ve ferilerinden sorumlu olurlar. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” şeklinde bozulmuştur.

Mahkemece, bozma ilamına uyulması kararı verilerek maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de davalı … 30.000,00 TL tutarındaki maddi tazminattan sorumlu olmasına rağmen vekalet ücretine dair sorumluluğunun hükmedilen toplam maddi tazminat miktarı üzerinden belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK’nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK’un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının 5 numaralı bendinde yer alan “davalılar” sözcüğünden sonra “(davalı …’ın belirtilen miktarın sadece 3.600,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 14.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.