YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1008
KARAR NO : 2017/4227
KARAR TARİHİ : 22.05.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı ve İhbar Olunan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının, davalı …’nin … Meslek Yüksek Okulu’nda 23.07.2001 – 31.12.2013 tarihleri arasında geçen ve davalı Kurum’a eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının … Meslek Yüksek Okulu’nda Almanca ve İngilizce derslerine girdiği, davalı Üniversite tarafından 23.07.2001 – 31.08.2002 ve 15.05.2007 – 31.12.2013 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı Kurum’a bildirildiği, davacının talep ettiği dönemde her yıl davalı Üniversite ile tip sözleşmeleri imzaladığı, davacı tarafından davalı Üniversite’ye verilen 31.12.2002 tarihli dilekçe ile; kısa vadeli sigorta kollarına zorunlu olarak tabi olacağının, ancak bunların dışında kalan uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayacağının ve bununla ilgili herhangi bir kesintinin yapılmamasını talep ettiğinin, yine 14.09.2003 tarihli dilekçe ile maaşından hiçbir sigorta priminin kesilmemesini talep ettiğinin bildirildiği, davacının ücretlerinden; 2001-2002-2003/Eylül ayına kadar hastalık-kaza-analık primlerinin kesildiği, 2003/Eylül – 2007/Haziran arası ise ücret bordrolarında SSK kesintisi görünmediği, 2007/HAziran – 2008/Ekim ayları arası %8,5 sigorta primi, 2008/Ekim ayından sonra da kısa vadeli sigorta kolları-malullük, yaşlılık ve ölüm-genel sağlık-işsizlik sigortası primlerinin kesildiği, bordro tanıklarının davacının talep ettiği dönemde çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan; 506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin II-A fıkrasının 4958 sayılı Yasa’nın 57. maddesi ile yürürlükten kaldırılmadan önceki halinde; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerden, Kurum’dan yazılı istekte bulunanlar hakkında ve istek tarihinden sonraki aybaşından başlanarak uygulanacağı belirtilmiştir. 4958 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 06.08.2003 tarihinden itibaren bir işveren emrinde çalışan yabancı uyruklu işçiler isteklerine bakılmaksızın tüm sigorta kolları kapsamına alınmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının Türk vatandaşı olup olmadığını ve anılan Yasa maddesi gereğince yazılı talebi bulunup bulunmadığını araştırarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden …Üniversitesi’ne iadesine
22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.