Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/7059 E. 2016/1463 K. 09.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7059
KARAR NO : 2016/1463
KARAR TARİHİ : 09.02.2016

Davacı, eşinden dul aylığı almakta iken babasından dolayı yetim aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 14.06.1994 tarihinde ölen eşinden dolayı ölüm aylığı alan davacının, aynı zamanda, 01.01.1963 tarihinde ölen babasından dolayı da ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada ki kayıt ve belgelerden 18.07.1942 doğumlu olan davacının 18.07.1958 tarihinde evlendiği, davacının babası olan ve 01.01.1963 tarihinde vefat eden ‘ın 01.04.1950 – 01.01.1963 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 6900 sayılı Maluliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Kanunu kapsamında sigortalılığının olduğu, davacının eşi olan ve 14.06.1994 tarihinde vefat eden n ise 22.08.1952 – 22.04.1982 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalığının olduğu, davacıya 23.06.1994 tarihinden itibaren ölen eşinden dolayı 506 sayılı Kanun uyarınca ölüm aylığı bağlandığı, davacının 07.06.2012 tarihinde Kuruma müracaat ederek babasından dolayı da ölüm aylığı talep ettiği, ancak Kurumun 25.06.2012 tarihli yazısı ile davacının talebini reddettiği görülmüştür.
Uyuşmazlık; 506 sayılı Kanun uyarınca, ölen koca ve babadan dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 21.06.1973 tarihli 1753 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik, 506 sayılı Yasanın 68/VI. maddesi hükmüne göre, babasından dolayı hak sahibi olarak ölüm aylığı almaya hak kazanan kız çocuğunun, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanması halinde bu aylıklardan fazla olanı ödenecektir.
Öte yandan, 506 sayılı Yasaya 02.07.2005 tarih ve 5386 sayılı Yasayla eklenen geçici 91. madde hükmü, kız çocuklarına 06.08.2003 tarihinden önce bağlanan gelir ve aylıkların kendi çalışmaları dışında sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık almaları halinde kesilmeyeceği yönündedir.
506 sayılı Yasaya eklenen geçici 91. maddesi 506 sayılı Yasa’nın 68. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. 06.08.2003 tarihinden önce de yasal engel nedeniyle kız çocuklarına her iki aylığın bağlanması mümkün değildir. Geçici 91. maddede sözü edilen gelir ve aylıklar daha önce yasal engel bulunmaması nedeniyle iki ayrı sosyal güvenlik yasası kapsamında bağlanan aylıklardır.
Buna göre, davacının; -babasının öldüğü 01.01.1963 tarihinde- evli olmasından dolayı 506 sayılı Kanunun 68. maddesi uyarınca ölüm aylığına hak kazanamadığı, evliliği devam etmekte iken 506 sayılı Kanunun 68/VI. maddesinin 21.06.1973 tarihli 1753 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değiştirildiği ve 506 sayılı Kanunun 68/VI. maddesinin değişik halinde “hem babasından hem de kocasından dolayı ölüm aylığı almaya hak kazanan kişiye bu aylıklardan yüksek olanın ödeneceğinin” belirtildiği, eşinin öldüğü 14.06.1994 tarihinde bahsedilen Kanun maddesinin değişik halinin yürürlükte olduğu, bu tarihte davacıya hem eşinden hem de babasından dolayı ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı, sonradan buna imkan tanıyan herhangi bir yasal düzenlemenin de yapılmadığı, buna rağmen Mahkemenin 506 sayılı Kanunun 68. (5510 sayılı Kanunun 54/5) maddelerini göz ardı ederek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması isabetsiz olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.