Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/6964 E. 2016/1473 K. 09.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6964
KARAR NO : 2016/1473
KARAR TARİHİ : 09.02.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, 25.06.2012 – 01.11.2012 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde çalışan davacının, bu dönemdeki çalışmalarının sigorta primine esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 1993-2012 yılları arasında brüt asgari ücretin 2 katı tutarında brüt ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri kapsamında hizmet tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretin ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin hukuksal geçerliliği haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işverene ait 59022 sicil numaralı işyerindeki 01.05.1993 – 25.06.2015 tarihleri arasında çalışmalarının kuruma bildirildiği, bu çalışmalardan 1996 yılı sonuna kadar olan çalışmaların asgari ücret üzerinden, 1997/1. dönem ila 2004/6. dönem arasındaki çalışmalardan bazı aylarda asgari ücretin biraz üzerinde, 2004/7 ila 2008/6 dönemleri arasındaki çalışmaların asgari ücret üzerinden, 2008/7. dönemden sonra bazı aylarda asgari ücretin biraz üzerinde miktarlarla Kuruma bildirildiği, Aralık 2006 dönemi, 2007 yılının tamamı, Ocak 2010 – Eylül 2010 arası, 2011 yılının tamamı ve Ocak 2012 – Nisan 2012 arasındaki döneme ait imzalı ücret bordrolarının olduğu, bordrolarda herhangi bir ihtirazi kaydın olmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, gerçek ücretin tesbiti istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacının 01.05.1993 – 25.06.2015 tarihleri arasında, davalı işverenin yanında avukat katibi olarak geçen çalışmalarının Kuruma bildirildiği, çalışmaların bazı aylarda asgari ücretin biraz üzerinden bir ücretle, geri kalan zamanlarda asgari ücretle bildirildiği, Aralık 2006 dönemi, 2007 yılının tamamı, Ocak 2010 – Eylül 2010 arası, 2011 yılının tamamı ve Ocak 2012 – Nisan 2012 arasındaki döneme ait imzalı ücret bordrolarının olduğu ve bildirimlerin bordrolarda belirtilen ücret üzerinden yapıldığı, buna rağmen Mahkemece imzalı ücret bordrolarındaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı sorulmadan ve gerekirse imza incelemesi yaptırılmadan sonuca gidildiği görülmüştür.
Yapılacak iş, imzalı ücret bordrolarındaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığını davacıya sormak, davacının imza inkârı halinde bu bordrolardaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığına dair imza incelemesi yaptırmak, imzaların davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde davacıya bordrolarda yer alan ücret haricinde ücret aldığına dair yazılı belgesi olup olmadığını sormak, imzaların davacının eli ürünü olduğunun anlaşılması ve davacı tarafından ücrete dair yazılı belge sunulmaması halinde, imzalı ücret bordrolarının olduğu dönem yönünden bordrolarda yer alan ücretin geçerli olduğunu kabul ederek bu dönemler yönünden davanın reddine karar vermek, imzalı ücret bordrolarının son dönemlere ait olması karşısında, önceki dönemler yönünden asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalıştığının kabul edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağını göz önünde bulundurarak bu dönemler yönünden de reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz harcının istek halinde davalılardan Ö.. B..’ya iadesine
BOZULMASINA, 09.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.