Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/6692 E. 2015/16140 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6692
KARAR NO : 2015/16140
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/364-2014/714

Davacı, emeklilik tahsis tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle biriken aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 3201 sayılı yasa kapsamında borçlanma yapmasına rağmen yaşlılık aylığı bağlanmadığını , bu nedenle tahsis talep tarihinden itibaren emekliliğine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının halen Almanya’da ikamet ettiği ve Türkiye’ye kesin dönüşünün bulunmadığı gerekçesiyle ve yaşlılık aylığı şartları oluşmadığı gerkeçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Türkiye’de 5510 sayılı yasanın 4/1-a maddesi kapsamında 1.1.2012-7.2.2012 tarihleri arasında 37 gün sigortalılığının bulunduğu, Almanya’da 26.6.1973-31.12.2009 tarihleri arasında zorunlu sigorta kapsamında çalışmasının bulunduğu, davacının 09/08/2011 tarihinde başvuru yaparak 17/05/1985-16/05/1995 tarihleri arasındaki 3600 günlük süreyi borçlanarak bedelini Kuruma ödediği, 01/08/2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurum tarafından verilen cevapta Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/2002 olarak tespit edildiğinin, bu duruma göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşmadığının belirtilerek talebinin reddedildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun’un 6/A-(a) bendine göre bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması şarttır. Kanun’un 6/B fıkrasının 1. cümlesine göre bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye’de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.
Kesin dönüş kavramının tanımı Yönetmelik’in “Tanımlar” başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde yapılmıştır. Buna göre kesin dönüş; aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder.
Bu tanımda geçen sosyal sigorta ödeneği deyiminden; çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ikamete dayalı ödenekler, sosyal yardım ödeneği deyiminden ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmalıdır.
Yurda kesin dönüş, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini burada sağlamak üzere Türkiye’ye dönüş yapmalarını ifade eder. Kısaca, “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi”dir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.1997 gün ve 1997/10-588-857 E.K ve 1998/10-645 E. 1999-237 K.)
Yurt dışında işçi sıfatıyla çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkisini bitirmeden geçici sürelerle yurda giriş yapmak ve yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşlarından yardım almak kesin dönüş yapıldığı anlamına gelmez. Sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihinde yurt dışında bulunması aylık talep etmesine engel olmadığı gibi yurt dışında bulunmak tek başına yurda kesin dönüş yapılmadığı anlamına gelmez.
Yurt dışında yaşlılık veya maluliyet aylığı bağlanması, çalışma ve sigortalı ilişkisinin sona erdiğini gösterdiğinden kesin dönüşe karinedir. İşçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici işgöremezlik ve benzeri çalışmaya veya sigortalılığa dayalı yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığı kabul edilmelidir.
İkamet şartına bağlı olmayan sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği kesin dönüşe engel değildir.
Yukarıda kesin dönüş koşulunun aylık bağlanırken Kurumca, yargılamada ise mahkemece re’sen araştırılması gerekir. 3201 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların beyanlarına bağlı kalınmaksızın, resmi kayıtlar doğrultusunda, resen araştırılarak, irdelenip saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının mernis kaydının Almanya olarak gözükmesinin kesin dönüş yapmadığı anlamına gelmeyeceği göz önünde bulundurularak yurt dışında ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığını araştırmak, davacının yurda kesin dönüş yaptığının tespit edilmesi durumunda sigortalılık başlangıç tarihinin 26/06/1973 tarihi olduğu gözetilerek yaşlılık aylığı koşullarına sahip olup olmadığını saptamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.