Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/6487 E. 2015/21927 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6487
KARAR NO : 2015/21927
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 30. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2014
NUMARASI : 2013/43-2014/554

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 02.02.2008 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 41.522,55-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; 02.02.2008 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalının bu kaza nedeniyle %19.20 oranında sürekli iş gücü kaybına maruz kaldığı, kazanın oluşumunda %20 oranında davacı işçinin, %80 oranında ise davalılar ile onların istihdamlarının kusurlu olduğu, davacının maddi zararının tespiti için iki kez hesap raporu alındığı, bu raporlardan 23.04.2013 tarihli ilkinde davacı zararının 68.760,67-TL olarak hesaplanıp bu miktardan Kurum tahsislerinin düşülmesi gerektiğinin açıklandığı, bu rapora yalnızca davalının itiraz ettiği ve sonrasında 16.01.2014 tarihli ek raporun düzenlendiği,bu ikinci raporda davacı kazalının bakiye ömrünün ilk rapordakinden farklı olarak PMF yaşam tablosu yerine TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak tespit edildiği, davacının TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak tespit edilen 81.754,46-TL maddi zararından Kurum tahsislerinin düşülmesi ile neticeten 41.522,55TL karşılanmamış maddi zarar hesaplandığı anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekirse temyiz incelemesine konu 18.12.2014 tarihli kararda davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunun göz önünde tutulmadan neticeye varıldığı anlaşılmıştır.

…/…

Şöyle ki ; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Bunun yanında davanın kısmen kabulü halinde taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul-red oranına göre yanlar arasında paylaştırılması gerektiği izahtan varestedir.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda; davacının maddi zararının hesaplandığı 23.04.2013 tarihli ilk rapora yalnızca davalıların itiraz etmesi sonrasında daha fazla maddi zararın hesaplandığı 16.01.2014 tarihli ikinci raporun düzenlendiğinin anlaşılmasına göre karar yerinde davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunun gözetmemesi doğru olmamıştır. Kaldı ki; hükme esas alınan ikinci raporda kullanılan TRH 2010 yaşam tablosu Dairemizce itibar görmemektedir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine
07.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.