Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/6358 E. 2016/1407 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6358
KARAR NO : 2016/1407
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/03/2005-31/08/2006 tarihleri arasında davalı yanında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01/03/2005-31/08/2006 tarihleri arasında davalı Şirketi nezdinde geçen çalışmalarının sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi, bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 31.08.2006 tarih ve 56356 varide sayılı işe giriş bildirgesi ile davacının 01/09/2006 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, davacı ile davalı işyeri arasında 01.09.2006 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi yapıldığı, davalı Kurum’dan 2005/4-8 ve 2006/8. dönem bordrolarının getirtildiği, davacıya ait işyeri yıllık ücretli izin belgesi ve mesai devam cetvellerinin temin edildiği, bilirkişi raporu alındığı ve davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 01.09.2006 tarihli imzalı işe giriş bildirgesinin davalı işyeri tarafından davacı adına Kurum’a verilmiş olması ve davacının bu tarihten sonraki hizmetlerinin bildirilmesi, davacı ve davalı işyeri arasında yapılan 01.09.2006 tarihli Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi olması, davacı tarafından imzalanmış olan işyeri yıllık ücretli izin belgesinde işe giriş tarihi olarak 01.09.2006 tarihinin yazılı olması, ayrıca davacı tanığı olarak dinlenen N.. T..’ın davalı işyeri aleyhine açmış olduğu hizmet tespiti davasının reddedilmesi ve temyiz edilmeksizin kesinleşmesi gözönüne alındığında, yazılı belgelerin aksi ispatlanamadığından davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan iadesine,
08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.