Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/5720 E. 2015/21367 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5720
KARAR NO : 2015/21367
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Elazığ İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2014
NUMARASI : 2011/821-2014/1146

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 03.05.2008 tarihindeki iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; maluliyet dolayısı ile iş gücü kaybından kaynaklanan 53.545,03-TL, maddi tazminatın, geçici iş göremezlik nedeni ile 13.543,03-TL, maddi tazminatın ve 25.000,00-TL manevi tazminatın 03.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki öncelikli uyuşmazlık davacı sigortalının maluliyet (sürekli iş göremezlik) oranının tespiti noktasındadır.
Şöyle ki; 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin

-yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, SGK Başkanlığı Maluliyet Daire Başkanlığınca davacı sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranı %19 olarak belirlenirken, ATK 3.İhtisas Dairesi ile ve giderek ATK Genel Kurulu sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranını %32,20 olarak belirlemiştir. Böylelikle davacının maluliyet oranı yukarıda belirtilen prosedür kapsamında acıkça ortaya konulmuştur. Ne var ki tazminat davasında tespit olunan %32,20 oranındaki bu maluliyet oranının işbu davanın tarafı olmayan Kurum(SGK) bakımından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece Kurumun henüz kabul etmediği %32,20’lik bu maluliyet oranına göre hesap ve değerlendirme yapılması doğru olmamıştır.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılması gereken iş; A.T.K. Genel Kurulu tarafından tespit olunan %32,20 oranındaki maluliyetin Kurumun kabul ettiği %19 oranındaki maluliyetten farklı olması nedeniyle Kurumun(SGK) kayıtlarını değiştirmesi ve davacıya %32,20 oranındaki maluliyete göre gelir bağlaması noktasında davacının Kuruma müracaatını sağlamak, davacının müracaatı üzerine Kurumun A.T.K. Genel Kurulunca belirlenen maluliyet oranını kabul etmesi halinde davacının maddi ve manevi tazminat davalarını şimdiki gibi kabul edilen bu maluliyet oranını gözeterek neticelendirmek, aksi halde ise ( Kurumun A.T.K Genel Kurulunca belirlenecek maluliyet oranına göre işlem yapmaması halinde) bu kez Kurumun hak alanını ilgilendirip işbu davada Kurum taraf olmadığından S.G.K.’nın ve işverenin hasım gösterileceği “maluliyet oranının tespit davası” açması hususunda davacıya önel vererek bu davadan çıkacak sonuca göre tüm delilleri bir arada değerlendirip özellikle ilk kararı davacının temyiz etmeyip bu noktada davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunun da gözetildiği yeni bir karar vermekten ibarettir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,bozmanın niteliğine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
30.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.