Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/5661 E. 2015/22603 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5661
KARAR NO : 2015/22603
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2014
NUMARASI : 2010/924-2014/816

Davacı, murisinin iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

-K A R A R –

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; 14.508,51 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava konusu zararlandırıcı olayın Kurumca iş kazası kabul edildiği, davacının sürekli iş göremezlik oranının % 38.2 olduğu, dava dilekçesi ile 100,00 TL maddi ve 100,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği ve dava harcının toplam 200,00 TL talep üzerinden ödendiği, davacı vekilinin 27.11.2014 tarihli duruşmada dava dilekçesindeki 100,00 TL manevi tazminatın sehven yazıldığını, 26.08.2014 tarihli dilekçede belirtildiği gibi 100.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını beyan ederek 22.12.2014 tarihli sayman mutemed alındısı ile eksik harcı ikmal ettiği anlaşılmaktadır.
Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 kararı ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
Somut olayda, dava dilekçesi ile talep edilen 100,00 TL manevi tazminatın 26.08.2014 tarihli dilekçe ve 27.11.2014 tarihli duruşma beyanı ile 100.000,00 TL olarak artırılması “manevi tazminatın bölünemezliği” ilkesine aykırıdır. Kaldı ki, gerekçede % 38.20 sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının 100,00 TL manevi tazminat istemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve bu yanlışlığın sehven yapıldığı kabul edilmiş ise de, dava dilekçesinde manevi tazminat istemine ilişkin maddi hata bulunmadığı da ortadır.
Hal böyle olunca, “manevi tazminatın bölünemezliği” ilkesi gereğince dava dilekçesi ile talep edilen manevi tazminat miktarını aşacak şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.