Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/5061 E. 2015/21369 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5061
KARAR NO : 2015/21369
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Terme 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2014
NUMARASI : 2014/87-2014/347

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan .. vekili ile tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 12.11.1998 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 85.095,71-TL maddi, 200,00-TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 09.11.1998 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Dosyada mevcut uyuşmazlığın çözümü için öncelikle maddi(bedensel) zarar kavramın neleri kapsadığının açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
Gerek 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi ve bu madde kapsamında gelişen içtihatlar, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde açıkça yazılı hükümlere göre iş kazasına maruz kalan sigortalının tazminini isteyebileceği maddi zararları; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Burada belirtilen çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ise geçici veya sürekli zararlar olarak iki ana başlığa ayrılmaktadır.
a)Geçici iş göremezlik zararları:Bu zarar sigortalının iş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle geçici olarak çalışamadığı istirahat süresindeki zararını (kazanç kaybını) ifade eder. Bu istirahatli dönemdeki zarar fiilen yoksun kalının kar niteliğindedir. Bu kapsamda sigortalının geçici iş göremezlik zararı olarak istirahatli kaldığı dönemde işvereninden isteyebileceği tutar çalışken aldığı ücretten Kurumca kendisine 5510 sayılı yasanın 18 maddesi kapsamında ödenen geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile hesap edilen miktardır. Kazalının iş kazası yada meslek hastalığı durumunda kısmen de olsa mesleğini sürdürmesi söz konusu ise bu durumda sigortalının zararı, tam ve sürekli olarak çalışması halinde elde edeceği tutar ile kısmi iş göremez durumda çalışarak elde ettiği tutar arasındaki farktır.
…/…

b)Çalışma gücünün sürekli olarak azalmasından veya tümüyle yitirilmesinden doğan zararlar: Bu tür zararlar sigortalının kısmi yada tümüyle sürekli iş göremezliğe tutulmasından kaynaklanan zararlardır.%1 ile %99.99 arasındaki sürekli iş gücü kaybı kısmi iş göremezlik durumunu, %100 sürekli iş gücü kaybı ise tam iş gücü kaybını ifade eder. Sigortalıya iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için sürekli iş gücü kaybı oranının en az %10 olması gerekir.
Bunun yanında açıklanması gereken diğer bir husus da Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenen ıslaha dairdir. H.M.K.’nın 176. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olayda; davacı kazalı 07.07.1999 tarihinde açtığı davası ile özetle; 12.11.1998 tarihli iş kazasında yaralandığını belirtip bu nedenle çalışamadığı günler karşılığı kazanç kaybını ve karşılanmayan tedavi giderlerini dava konusu yapmış, 03.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava açarken talepleri arasında bulunmayan sürekli işgücü kaybından doğan maddi zararını da istemiştir. Dosyada mevcut 24.11.2014 tarihli hesap raporunda davacının yargılama konusu kaza nedeniyle %45 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı kabulüne göre hesaplama yapılmış ve neticeten 85.056,27TL maddi zararı hesaplanmıştır. Mahkeme, davacının 39,44TL geçici işgöremezlik zararı, 85.056,27TL de sürekli işgücü kaybı zararı olmak üzere toplam 85.095,71TL maddi kaybı bulunduğuna hükmetmiştir. Yukarıda iş kazasına maruz kalan sigortalının isteyebileceği maddi zarar kalemleri açıklanmıştır. Buna göre kazalının geçici işgöremezlik zararı ile sürekli işgücü kaybı zararının farklı alacak kalemlerini oluşturduğu açıktır. Yine ıslah ancak açılmış bir davada yapılabilen bir usul işlemidir. Yani bir davada ıslah ile dava değerinin artırılabilmesi için öncelikle o konuda açılmış bir davanın bulunması gerekir. Hal böyle olunca işbu dosyada Mahkemece davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği sürekli işgücü kaybı zararı bakımından; bu konuda öncesinde usulünce açılmış bir davanın bulunmayıp ıslah ile de öncesinde dava konusu edilmeyen bir hususun istenemeyeceği gerekçesi ile “davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 30.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.