Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/4907 E. 2015/19288 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4907
KARAR NO : 2015/19288
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2012/272-2014/792

1- Nisbi harca tabi davalarda, 10.5.1965 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hükmü temyiz eden davalının temyiz başvuru harcı ve ilam harcının 1/4’nü ( nispi temyiz karar harcı) peşin olarak yatırması gerekir
Mahkemenin 15.10.2014 tarihli kararının Davalı İ.. M.. vekili tarafından 17.10.2014 tarihinde temyiz edilmesi üzerine Nispi Temyiz Karar Harcı olarak 25,20 TL tahsil edilmiştir.
Y.İ.B.K. doğrultusunda alınması gereken nispi temyiz karar harcının 1.477,19 TL olduğu, davalıdan tahsil edilen nispi temyiz karar harcında noksan bulunduğu anlaşılmakla, Mahkemece noksan harçlara ilişkin varsa yatırılmış temyiz harçlarına dair makbuzun dosyaya eklenmek suretiyle, harçların yatırılmamış olması durumunda ise 6100 sayılı HMK.nun 344, 346 ve 366. maddeleri ile, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 53. maddesi gereğince işlem yapılıp temyiz süresi dolduktan sonra gönderilmesi,
2- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal” olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda;
Temyiz eden davacı vekilince sunulan temyiz dilekçesinin HUMK‘un 433. maddesi gereğince davalı vekiline, temyiz eden davalı vekilinde sunulan temyiz dilekçesinin HUMK‘un 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek, tebligat parçası eklendikten sonra gönderilmek üzere,
Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.