Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/4718 E. 2015/22528 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4718
KARAR NO : 2015/22528
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ : Kars 1. Asliye Hukuk ( İŞ) Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2012/558-2014/1005

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15.10.1993- 05.05.1999 tarihleri arasında davalı belediyede geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Belediyeye ait 9931 sicil numaralı işyerinden davacı adına 15.10.1993 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, bu işyerinden davacı adına 01.05.1994 tarihinden 1999 yılı 1. dönemine kadar çalışmaların bildirildiği, hizmet tespiti davası yönünden kesin delil teşkil etmeyen ancak kuvvetli delil niteliğinde olan Susuz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/36 E. 2000/22 K. sayılı Dosyası üzerinde görülen işçilik alacakları davasında; “davacı vekilinin 17.05.1999 tarihli dilekçe ile, davacının 15.01.1993 – 05.05.1999 tarihleri arasında davalı Belediyede çalıştığını belirterek bir kısım işçilik alacakları için, davalı Belediye aleyhine dava açtığı, iş bu alacak davasında dinlenen tanıkların davacının çalışmaları ile ilgili somut bir beyanda bulunmadıkları, davalı Belediye aleyhine seri halde açılan tüm dosyalardaki davacılar yönünden çalışma koşulları yönünde beyanda bulundukları, alacak davasında hükme esas alınan Bilirkişi Raporunda; “davacının 15.10.1993 – 05.05.1999 tarihleri arasında çalıştığı (5 yıllık hak düşürücü süre olduğundan 17.05.1994 tarihinden itibaren) kabul edilerek hesaplama yapıldığı, Mahkemece 31.03.2000 tarihinde bu rapora göre hüküm kurulduğu, bu kararın temyizine dair dosyada bilgi olmadığı görülmüştür.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında, çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Nitekim davacıya ait kimi çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiği de tartışmasızdır. Bunun dışında davacının, kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.
Somut olayda, Kuruma bildirilmeyen dönemlerdeki ücret belgeleri ve bu dönemde davacıya ücret ödenip ödenmediği, ödeme yapılmışsa kim tarafından ödendiği hususu araştırılmadan, işyerine ait dönem bordroları getirtilmeden, ihtilaflı dönemde davalı Belediyede şef, amir, müdür ve diğer çalışanlar arasından tanık seçilerek dinlenilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; Kurum kayıtlarına yansıtılmayan dönemlerdeki çalışmalarının, eylemli olup olmadığını davalı kamu kuruluşu kayıt ve ücret bordrolarından saptamak, bu tür belgelerde noksanlık varsa, bunun nedenini araştırmak, davacının ücretinin kim tarafından ödendiğini tespit etmek, giderek işveren kuruluşun davacının çalıştığı dönemlerde görev yapan yetkili şef, amir, müdür gibi yetkili kişilerini dinlemek ve davacı çalışmalarının davalı işverene ait hangi işyerinde geçtiğini belirleyerek sonucuna göre bir karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.