Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/4188 E. 2015/16568 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4188
KARAR NO : 2015/16568
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Adana 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2014
NUMARASI : 2010/1034-2014/1009

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 18.09.2007 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 32.526.00 TL maddi, 5.000.00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18.09.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda, SGK Başkanlığı Maluliyet Daire Başkanlığınca davacı sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranı %26 olarak belirtilirken ATK 3.İhtisas Dairesinin aynı yaralanma olayı nedeniyle düzenlenen raporunda bu kez sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranının %28 olarak belirtildiği, Mahkemece davacının sürekli iş göremezlik oranına ilişkin bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ATK 3.İhtisas Dairesi raporuna göre eksik incelemeyle karar verildiği anlaşılmıştır. Oysa ki davacı yararına hükmedilecek tazminatları doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının 5510 sayılı Yasa’daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmekte olup maluliyet oranlarına dair mevcut çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir.
Bunun yanında iş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalardır. Bu nedenle mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin B.K.’nun 55.maddesi de gözetilerek ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan tenzili gerekir.
Somut olayda ise Kurumun sigortalıya bağladığı gelirin ilk peşin sermaye değerinin eksik düşüldüğü anlaşılmaktadır. Şöyle ki; Kurumun yargılama konusu iş kazası nedeniyle sigortalıya bağladığı gelirin ilk peşin sermaye değeri(SYZ ile birlikte) 81.137,71TL olup bunun rücuya tabi kısmı, yani Kurumun işverenden tahsil edeceği için hesaplanan tazminattan düşülmesi gereken kısmı 48.682,62TL olmasına rağmen davacının hesaplanan maddi zararından bu miktar 32.363,00TL’ olarak eksik düşülmüştür. Hal böyle olunca davacının maddi zararının yukarıda açıklanan hatadan dolayı fazla hesaplandığı acıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle sigortalının sürekli iş göremezlik oranında oluşan çelişkiyi yukarıda da açıklandığı şekilde ATK Genel Kurulundan son bir rapor daha alarak gidermek, ATK Genel Kurulu tarafından tespit olunan maluliyet oranının Kurumun kabul ettiği %26 ‘lık maluliyetten farklı olması halinde bu kez Kurumun(SGK) kayıtlarını değiştirmesi noktasında ilgilisinin(ATK Genel Kurul raporu lehine olan taraf) Kuruma müracaatını sağlamak, ilgilisinin başvurusu üzerine Kurumun ATK Genel Kurulunca belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmesi halinde davacının A.T.K Genel Kurulu tarafından belirlenen maluliyet oranına göre maddi ve manevi tazminatlar için neticeye varmak, aksi halde ( Kurumun A.T.K Genel Kurulunca belirlenecek maluliyet oranına göre işlem yapmaması halinde) ise bu kez Kurumun hak alanını ilgilendirip işbu davada Kurum taraf olmadığından S.G.K.’nın ve işverenin hasım gösterileceği maluliyetinin oranının tespit davası açması hususunda ilgilisine( ATK Genel Kurul raporu lehine olan taraf) önel vermek ve bu davadan çıkacak sonuca göre davacının maluliyet oranını kesin olarak tespit etmek, yine güncel verilere göre davacının maddi zararını yeniden hesaplatıp hesaplanan bu zarardan davacıya yargılama konusu iş kazası nedeniyle yapılan tahsisin ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmını doğru şekilde düşerek davacının Kurumca karşılanmamış maddi zararını ortaya çıkarmak, son olarak da tüm delilleri ve özellikle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunu bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Mahkemenin kabul ve uygulaması bakımında ise; davacının Mahkemece %28 olarak kabul edilen maluliyet oranına göre hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının da az olduğu görülmüştür.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 14.09.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.