Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/4186 E. 2015/15891 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4186
KARAR NO : 2015/15891
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2014
NUMARASI : 2013/501-2014/360

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatı ile temyiz nedenlerine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 09.11.2004 tarihli iş kazasında yaralanarak %11 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 45.875,45Tl maddi, 15.000,00TLmanevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bunun yanında Sigortalının açtığı iş kazası maluliyeti nedenine dayanan maddi tazminat davalarında hesaplamanın iş kazası tarihinden hüküm tarihine en yakın tarihe kadar bilinen aktif dönem, 60 yaşının ikmaline kadar bilinmeyen aktif dönem, 60 yaşından sonra bakiye ömrü süresince bilinen son asgari ücret üzerinden pasif dönem hesabı yapılarak toplam gelirin belirlenmesi, yöntemince yapılan bu hesaplama sonucu tespit edilen toplam gelir üzerinden öncelikle kusur ve maluliyet indirimi yapılarak ortaya çıkan neticeden son olarak Kurum tahsislerinin düşülmesi gerekir. İşbu dosyada ise, hükme esas alınan hesap raporunda davacıların maddi zarar hesaplaması sırasında hesaplanan aktif ve pasif dönem zararlarından öncelikle Kurum tahsislerinin sonrasında ise kazalı işçi kusurunun indirildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca somut olayda, davacı sigortalının maddi zararının hesaplanması esnasında sıralama hatası yapılarak önce Kurum tahsislerinin tenzil edilip sonrasında ise kusur indiriminin yapıldığı bilirkişi raporuna itimat ile neticeye varılması hatalı olduğu gibi sigortalının sürekli iş göremezlik derecesi, tarafların sosyal ekonomik halleri, davalının kusur oranı ve kaza tarihi gözetildiğinde davacı lehine kararlaştırılan manevi tazminat fazladır.
Yapılacak iş; davacıların maddi zararının hesaplanması noktasında aktif ve pasif dönem zararlarından sırasıyla maluliyet ve kusur indirimi yapılıp ortaya çıkan neticeden Kurum tahsislerinin rücuya tabi kısmının tenzil edildiği yeni bir hesap raporu almak, bu hesap sonrası çıkacak neticeye göre tüm delilleri bir arada değerlendirip davacının ilk kararı temyiz etmemesine göre davalı yararını oluşan usuli kazanılmış hakkı da gözeterek maddi tazminat davası bakımından bir karar verilmek ve yine davacı lehine daha uygun bir miktarda manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.09.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.