YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3667
KARAR NO : 2015/22245
KARAR TARİHİ : 10.12.2015
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Isparta İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2014
Davacı, maluliyet oranının tespitine, maluliyet aylığı almayahak kazandığına ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının Adli Tıp Kurumunda muayne tarihi olan 24/11/2014 tarihi itibari ile çalışma gücü nün en az 2/3 nü kaybetmiş ve malül sayılması gerektiğinin TESPİTİNE, davalı kurumun buna aykırı işleminin İPTALİNE, karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda maluliyet aylığı şartarına ilişkin yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve evraklardan; davacıya 14.01.2010 tarihli Kurum kararı ile davacının çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğinin bildirildiği, 13.02.2013 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu raporunda çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğinin bildirildiği, 28.03.2014 tarihli 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda çalışma gücünün %60’ını kaybettiğinin ve başlangıç tarihinin mevcut belgelere göre 23.08.2013 tarihi olduğunun bildirildiği, davacının sigorta şahsi sicil dosyasının getirtilmediği, anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Kanunun 25/1. maddesine göre çalışma gücünün en az % 60’ını kaybeden kişinin malul sayılacağı, 26. maddeye göre de; 25. maddeye göre malul sayılıp ve 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş olması ve Kurumdan yazılı istekte bulunulması halinde malullük aylığı bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan maluliyet halinin tespiti ve izlenecek yol da 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas dairesinin raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişki giderilmeden ve davacının 5510 sayılı Yasanın 25 ve 26 maddesindeki şartlara sahip olup olmadığı araştırılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, yukarıda açıklandığı şekilde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının çalışma gücü kaybı oranını, % 60 oranında malul olup olmadığını ve % 60 oranında malul ise, hangi tarihten itibaren % 60 oranında maluliyeti bulunduğunu tespit etmek için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor almak, davacının şahsi sicil dosyasını getirtmek, 5510 sayılı Kanunun 26. maddesindeki şartların tamam olup olmadığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ohalde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.