Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/3577 E. 2015/15893 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3577
KARAR NO : 2015/15893
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

MAHKEMESİ : Gönen(Balıkesir) Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2014
NUMARASI : 2012/400-2014/699

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatı ve temyizinin kapsamına göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; 106.071,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki öncelikli uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, PMF 1931 yaşama tablosundan tespit olunan bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarının, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, eğer davacının emekli olduğu tarih belli ise bu tarihe kadar aksi halde ise 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesap raporunun Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Hal böyle iken somut olayda, kazalının muhtemel yaşama süresinin PMF 1931 yaşama tablosu yerine Dairemizce kabul görmeyen TRH-2010 yaşama tablosuna göre tespit edildiği, davacının 14.12.2009 tarihinde emekli olduğunun anlaşılmasına rağmen 60 yaş sonu olan 14.06.2022 yılına kadar aktif dönem zararının hesaplandığı ve son olarak da sigortalının bilinmeyen dönem kazancının yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskonto yapılmak suretiyle belirlenmesi yerine %5 arttırılıp %5 iskonto yapılarak tespit edildiği hesap bilirkişisi raporuna itimat ile neticeye varılması doğru bulunmamıştır.
Yapılacak iş; davacının maddi tazminat istemi bakımından yukarıda belirtilen hususları dikkate alarak maddi zararını yeniden hesaplatmak, 19.09.2014 tarihli ilk karar ile hüküm altına alınan maddi tazminat miktarlarının artık davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğunu da gözeterek bu miktarları aşmayacak şekilde yeni bir karar verilmekten ibarettir.
O halde, davalı idarenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.09.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.