Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/3375 E. 2015/6329 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3375
KARAR NO : 2015/6329
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, geç ödenen yaşlılık aylıklarından dolayı ödenmesi gereken faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, yaşlılık aylığının geç bağlanması nedeniyle doğan işlemiş faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.638,38 TL yasal faiz alacağının davalı Kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Faiz kavramı alacaklının nakdinden bir süre için yoksun kalması nedeni ile, nakdin kullanılması olanağını borçluya bırakması karşılığında elde ettiği, miktarı kanun ya da hukuki işlem ile belirlenmiş, para borçları açısından özel olarak düzenlenen, tahsil için zararın ve kusurun varlığı şart olmayan bir tür tazminat, bir medeni semere olarak tanımlanmaktadır. Faiz kavramı kapsamındaki temerrüt faizi de; muhtemel zararların giderilmesi amacıyla doğrudan doğruya yasa koyucu tarafından öngörülmüş bir karşılık olup, talep edilebilmesi için gerçekten bir zarar görülmüş olması gerekli değildir. Bu konuda borçluya bir ispat hakkı tanınmadığı gibi; borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması da şart değildir. Borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olarak, alacaklının aksi iddia olunmayan farazi zararının asgari oranda giderilmesine yönelik, para borcunun fer’isi niteliğindeki (BK. Md.113/2 ve 131) faizin, asıl alacakla birlikte sona ermemesi için saklı tutulması ya da halin icabından saklı tutulduğunun anlaşılması da yasal bir gerekliliktir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının … 1.İş Mahkemesi’nin 2010/947 E., 2012/61 K. Sayılı dosyasında 30.10.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği, dosyanın Yargıtay 10.Hukuk Dairesi tarafından 9.7.2012 tarihinde 1.4.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığı belertip, düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Tespit dosyasında bulunan dava dilekçesi incelendiğinde davacının faiz alacağına dair saklı tutma niteliğinde beyanı olmadığı gibi, yargılamanın diğer aşamalarında da davacının faiz alacağını saklı tuttuğu belirlenememiştir.
Mahkemece yapılacak iş; davacıya birikmiş aylık ödemelerinin yapıldığı tarihi tespit etmek, ödeme davadan önce yapılmış ise Borçlar Kanununun 113. maddesine göre birikmiş aylıkların ödenmesinden önce veya ödendiği sırada saklı tutulup tutulmadığını araştırmak, gerektiği takdirde davalı kurumdan ve ilgili bankadan sorarak, saklı tutulmuş ise ödeme tarihine kadar işlemiş olan faiz tutarını bulmak ve sonucuna göre karar vermektir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.