Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/3221 E. 2015/16564 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3221
KARAR NO : 2015/16564
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2014
NUMARASI : 2013/269-2014/601

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine ve özellikle maddi tazminatın hesaplanmasında Dairemizce kabul görmeyen TRH-2010 yaşam tablosunun kullanılmasının açık olarak temyize getirilmemesine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; 55.504,64-TL maddi, 30.000,00-TL manevi tazminatın 19.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
30.09.2014 tarihli kararda sair yönlerden bir yanlışlık bulunmamakla birlikte davacı kazalı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarlarının takdirinde hata yapıldığı anlaşılmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; kaza tarihi, ilgililerin kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik halleri ile özelikle davacının maluliyet oranı gözetildiğinde lehine hükmedilen 30.000,00TL miktarlı manevi tazminat fazladır.
O halde, davalı şirket vekilinin bunu amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
14.09.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.