Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/2913 E. 2015/16458 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2913
KARAR NO : 2015/16458
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2009/699-2014/781

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, meslek hastalığı sonucu meydana geldiği iddiasına dayalı sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve evraklardan; müteveffa davacı Y.. A..’nın davalı şirkette 26/08/2002 – 30/10/2007 tarihleri arasında çalıştığı, bu dönemin bir kısmında iş yerinde elek bölümünde görev yaptığı, iş aktinin feshinden sonra davacıya 11.02.2008 tarihinde “Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma” kanseri teşhisi konulduğu, davacının yargılama sırasında 21/08/2010 tarihinde vefat ettiği, Kocatepe Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 31/05/2013 tarihli raporunda “Sağlığında meslek hastalığı tespit edilmeyen sigortalılar hakkında ölümünden sonra meslek hastalığı tespit edilebileceği ve meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik geliri bağlanabileceği ayrıca meslek hastalığı sonucu ölüp ölmediğinin belirlenebileceğini gösteren hükmün, 5510 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelik ve 2011/49 sayılı Genelgede mevcut olmadığından, adı geçen hakkında meslek hastalığı yönünden değerlendirme yapılamayacağına karar verildiği” Yüksek Sağlık Kurulu’nun 05/12/2013 tarihli yazısında da Kurum Sağlık Kurulunca verilen karar bulunmadığından dosyanın değerlendirmeye alınmadığı belirtilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de; diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Yapılacak iş, davaya konu olay ile ilgili, tüm tedavi evraklarının film, grafik dahil toplanarak bir kere de Adli Tıp Kurumundan ve raporlar arasında çelişki oluşması halinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.