Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/2738 E. 2015/21617 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2738
KARAR NO : 2015/21617
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2013
NUMARASI : 2008/411-2013/71

Davacı, çalışma gücünün 2/3’nü yitirmiş olduğunun tespitine, başvuru tarihi olan 03/01/2008 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının çalışma gücünün 2/3 ünü yitirmiş olduğunun tespiti ile başvuru tarihi olan 03/01/2008 tarihinden itibaren maluliyet maaşı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Mahkemelerin görevi ve yargı yolu “yasa” ile belirlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her safhasında mahkemece resen nazara alınır.(HMK 1. madde).
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile, mülga 506 sayılı Kanunun 134’üncü maddesinde ve 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 70. maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının 01/04/2006 tarihinden itibaren davalı Bankası T.A.O. Memur ve Hizmetlileri Emekli ve Sağlık Yardım Sandığı Vakfının isteğe bağlı üyesi olduğu, yukarıda bahsi geçen 5510, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu ile arasında sigortalılık ilişkisi bulunmadığı, davaya konu ihtilafın Kurum işleminden kaynaklanmayıp davacı ile davalı arasında kurulan özel hukuk ilişkisinden meydana geldiği anlaşıldığından dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler görevlidir.

…/…

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgularda yanılgıya düşülerek, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekirken; işin esasına girilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.