Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/2715 E. 2015/21355 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2715
KARAR NO : 2015/21355
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2014
NUMARASI : 2010/543-2014/1236

Davacı, malulen emeklilik tarihinin 02.05.2008 olduğunun tespitine,bağlanacak maluliyet aylığının yasal faiziyle birlikte tahsiline, Kurum tarafından haksız olarak tahsil edilen 2.682 TL primin yasal faiziyle birlikte tahsiline, sağlık yardımından yararlandırılmaması nedeniyle 2.877 TL ilaç bedelinin Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının vasisi olduğu, sigortalı ün malulen emeklilik tarihinin 02/05/2008 tarihini takip eden ay başı olarak tespiti, 02/05/2008 tarihi itibaren hak edilen maaşın hesaplanarak faiziyle tahsili, 02/05/2008’den sonra Kurum tarafından haksız olarak tahsil edilen 2.682.- TL primin faiziyle tahsili, 02/05/2008 tarihinden sonra sağlık yardımlarından yararlandırılmaması nedeni ile 2.877.- TL ilaç bedelinin Kurum’dan tahsiline karar verilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “ 6.065,57 TL tutarındaki ödenmeyen aylıkların bilirkişi raporunda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla prim ödenmesinden kaynaklı 162.- TL’nin 23/06/2008, 162.- TL’nin 21/07/2008, 1.710.- TL’nin 14/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık, vesayet altına alınan sigortalının maluliyetinin başlangıç tarihinin tespiti konusunda Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 1. maddesi uyarınca davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanun’un 28.maddesine göre, “Bu Kanun’un uygulanmasında çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malûl sayılır. Şu kadar ki, bu Kanun’a tabi sigortalılığın başladığı tarihte malûl sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalı, bu hastalık veya arızası nedeniyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.” Bu maddeyi yürürlükten kaldıran 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 25. maddesinde de benzer şekilde, “…, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün % 60’ını veya vazifesini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya özrü sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yine 1479 sayılı Yasa’nın 29.maddesine göre, malullük aylığından yararlanabilmek için; bu Kanun’un 28 inci maddesine göre malul sayılmak, en az beş tam yıl sigorta primi ödemiş olmak, yazılı istekte bulunmak ve istek tarihi itibariyle prim ve her türlü borçlarını ödemiş olmak şarttır. Yasa’nın 31.maddesi ise “Malullük aylığı, malullüğün tespit edildiği tarihi takip eden aybaşından başlar” hükmünü amirdir. Yasa’nın 56.maddesine göre malullük halinin tespitine dair Kurum kararlarına itirazlar, Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. Yüksek Sağlık Kurulunca verilen kararlara itiraz halinde ise Adli Tıp 3.İhtisas Kurulundan rapor alınmalıdır.
Öte yandan 5510 sayılı Yasanın 95. maddesine göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Asker Hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; sigortalı davacının vasi olarak atanmış olduğu, vesayet altına alınan sigortalı 25/07/1995-12/07/2007 tarihleri arasında 11 yıl 11 ay 17 gün Esnaf Bağ-Kur sigortalı hizmetinin bulunup 13/11/1995-28/01/2008 tarihleri arasında sigortalılık prim borcu ödemelerinin bulunduğu, sigorta prim borcunun bulunmadığı, 29/01/2008-18/01/2009 tarihleri arasında 469 gün Tarım Bağ-Kur sigortalı hizmet süresinin bulunduğu, 02/08/2008 tarihli maluliyet aylığı tahsis talebinin Kurum tarafından sigortalının malul olmadığının kabul edilmesi nedeniyle reddolunduğu, 14/05/2009 tarihli maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunduğu, bu defa Kurum’un Sağlık Kurulu tarafından 18/05/2009 tarih ve 11719 no lu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan sağlık kurulu raporu esas alınmak suretiyle sigortalının çalışma gücünü kaybettiğine karar verildiği ancak Tarım Bağ-Kur sigortalılık prim borcunun olması nedeniyle tahsis talebinin reddolunduğu, 14/01/2010 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalılık prim borcunun ödendiği, yine aynı tarihli tahsis talebi sonrası Kurum’un 01/02/2010 tarihi itibariyle vesayet altına alına sigortalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında maluliyet aylığı bağlamış olduğu, yargılama esnasında alınan Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas Kurulu’nun 06/02/2013 tarih ve 1263 karar no lu raporu ile “ 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigorta İşlemleri Tüzüğü hükümleri, 3. Bölüm, 10 Madde 4/14 fıkrasına göre beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybettiği, malul sayılması gerektiği, maluliyet başlangıcı olarak Hastanesi’nin 02/05/2008 tarihli rapor tarihinin kabulünün gerektiği”nin belirtildiği, alınan bilirkişi raporu ve ek raporunun dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Kurum tarafından kabul olunan maluliyet başlangıç tarihi ile Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca kabul olunan maluliyet başlangıç tarihi arasında çelişki bulunup bu çelişkinin Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan alınacak rapor ile giderilmesi gerekir iken Mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; vesayet altına alınan sigortalının maluliyetinin başlangıç tarihinin tespiti için, mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınacak rapor ile gidermek suretiyle sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.