Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/2569 E. 2015/16629 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2569
KARAR NO : 2015/16629
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2013
NUMARASI : 2010/903-2013/783

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının itibari hizmet kapsamındaki çalışmalardan olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işverenlere ait işyerlerinde geçen çalışmalarının itibari hizmet kapsamındaki çalışmalardan olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde, anılan Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için hizalarında gösterilen sürelerin sigortalılık süresi olarak ekleneceği belirtildikten sonra, maddenin II numaralı bendinde “Sigortalılar” başlığı altında “Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar.” sözcüklerine yer verilmiş, bu bende ilişkin “Hizmetin Geçtiği Yer” başlıklı kısımda ise “a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışan işyerleri, b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri, c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri, d) Fazla ve devamlı adalî gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri, e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri, f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00’den sonra çalışılarak yapılan işyerleri.” sıralaması yapılmıştır.
Maddede düzenlenen itibari hizmet süresi; fiziksel, ruhsal ve fizyolojik yönlerden insan sağlığını ve çalışma gücünü olumsuz yönde etkileyerek yaşam süresini kısaltan ağır ve yıpratıcı koşullar altında çeşitli tehlikelere açık olarak çalışanlar için getirilmiş, sosyal amaçlı, maddede belirtilen işyerleri ve işlerde çalışan sigortalıların sigortalılık sürelerine, prim ödeme gün sayılarının belli bir bölümünün eklenmesine olanak tanıyan bir uygulama olup, konu ile ilgili 2098 ve 3395 sayılı Kanunlardaki amaç, bu işlerde çalışanlara, anılan etkenler bakımından farklı ortamlarda çalışanlara göre özel bir koruma sağlamaktır. Bu maddeyle, ağır, riskli ve sağlığa zararlı işlerde çalışan kişilere itibari hizmet süresinden yararlanma olanağı tanınmasının amacı, bu işlerin fiziksel, ruhsal ve fizyolojik olarak insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen şartlar altında yapılıyor olmasıdır. İtibari hizmet
süresinden yararlanacak olanlar belirlenirken, maddenin tanımından yola çıkılarak, işyerinin ve yapılan işin niteliğinin dikkate alınması, maddede tanımlanan, ağır, riskli ve sağlığa zararlı işlerin, belirtilen işyerlerinde fiilen yapılması aranmakta, maddede yazılı fiziksel koşullarla birlikte iş kolu ve işyeri şartlarının da gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla düzenleme, ancak, bentlerde sayılı ve sınırlı olarak öngörülen iş kolları, işyerleri, çalışma şartlarının gerçekleştiği durum ve sigortalılar için uygulama olanağına sahiptir.
Somut olayda; davacı, davalılardan C.. A.. ve diğer davalı Kombassan Kağıt Matbaa Gıda ve Tekstil San. Tic A.Ş. nezdindeki çalışmalarında itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğinin tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davalı işyerlerinde keşif yapılmadığı, bu işyerlerindeki şartların, 506 sayılı Ek 5. maddesinin II alt bendindeki şartlar ile uyuşup uyuşmadığını irdeleyen bilirkişi raporunun alınmadığı, bu işyerlerinde davacının çalışmalarını, yaptığı işi, işyerinin niteliği, işyerinin fiziki şartlarının bordro tanıklarının beyanları ile tespit edilmediği, davalı işverenler arasında organik bağ bulunup bulunmadığının araştırılmadığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, ihtilaf konusu dönemde çalışılan işyerlerinin adresleri Kurum ve işverenden sorulup belirlenerek, ihtilaf konusu çalışmaların geçtiği işyerlerinin halen fiilen matbaa olarak faaliyette bulunmasa bile, bu işyerlerinde keşif yapılarak, keşifte, davalı işveren ile aynı konuda davası bulunmayan resen belirlenecek bordro tanıkları ile davacı tanıkları dinlenerek, davaya konu dönemde davacının işyerinin hangi bölümlerinde fiilen çalıştığı belirlenerek, birimlerin birbirlerine bağlantı ve uzaklıkları ile bir bölümdeki fiziksel dış etkenlerden diğer bölümlerdeki çalışanların etkilenme dereceleri belirlenip; davacının işyerinde çalıştığı birim veya birimlerin koşulları ile yapmakta olduğu işin niteliğine göre hangi zararlı etkenlerden ne şekilde etkilendiği hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulup, davacının itibari hizmet süresinden yararlanması gereken sürenin somut kanıtlara dayalı olarak ortaya konulması gereği üzerinde durulmaksızın, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Kurum haricindekilere iadesine, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.