Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/21055 E. 2015/22803 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21055
KARAR NO : 2015/22803
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2015
NUMARASI : 2014/457-2015/281

Davacı, emeklilik öncesi hizmetleri ile emekli maaşı kesilerek yapmış olduğu 9 yıl 4 aylık çalışmalarının 5510 sayılı Yasa’ca benimsenen 2829 sayılı Yasa’nın 8. Maddesi çerçevesinde birleştirilerek emekliliğe sevk tarihinden itibaren gelir bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 5434 sayılı Yasa uyarınca emekli aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Davacı, 1479 sayılı Yasa’ya tabi olarak 01.11.2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almakta iken 14.12.2004 tarihinde 5434 sayılı Yasa’ya tabi olarak Büyükşehir Belediyesinde çalışmaya başlaması nedeniyle 5335 sy uyarınca yaşlılık aylığı kesilmiştir. Davacı, 16.04.2014 tarihinde isteği üzerine emekli olmak için başvurduğunda Kurumca, 5434 s yasaya tabi olarak geçen hizmetleri dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik talebi reddedilmiş olup, Kuruma yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 5434 sk’na göre emekli maaşı bağlanmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Yasa’nın 101.maddesine göre bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.
5510 sayılı Yasa’nın “5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4.maddesinin 4.fıkrasına göre “Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.”

…/….

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiş ve kararın gerekçe bölümünde 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olmaya devam edeceği ifade edilmiştir.
Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesinin 4.9.2012 tarihli 2012/64-83 Esas ve Karar sayılı kararında 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, 5510 sayılı bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği sonucuna varılmıştır.
Bu bağlamda temyiz incelemesine konu olan uyuşmazlık, öncelikle görevli yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Zira; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre “yargı yolunun caiz olması” dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırarak, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce başlayan hizmetlere ilişkin olarak 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli aylığı bağlanması talebinin reddine yönelik Kurum işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla, söz konusu uyuşmazlığın çözüm ve görüm yerinin İdari yargı olduğu ortadadır.
Hal böyle olunca mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.