Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/20061 E. 2016/1149 K. 04.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20061
KARAR NO : 2016/1149
KARAR TARİHİ : 04.02.2016

Davacı, bağlanan dul aylığının yeniden hesaplanarak maaş farkının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak koşuluyla 2.000.00.TL. faiziyle davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Dava, davacının ölüm aylığına hak kazandığının tespiti ile eksik ödenen aylıklardan şimdilik 2.000,00 TL’nin ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının eşi Adem Orbay’ın 26.08.1974-01.11.1986 tarihleri arasında Hollanda’da çalıştığı ve 10.08.1995 tarihinde öldüğü, 2983 gün Türkiye çalışması ve askerlik borçlanması ile 6101 gün Hollanda çalışması olmak üzere toplam 9084 gün üzerinden 01.09.1985 tarihinden itibaren sözleşmeye göre kısmi ölüm aylığı bağlandığı, davacının Hollanda’da dul aylığı aldığı, davacının 21.08.2008 tarihinde sunduğu dilekçe ile Türkiye’deki hizmetine istinaden tam ölüm aylığı bağlanmasını (kısmi ölüm aylığının tam aylığa çevrilmesini) talep ettiği ancak Kurumun, davacının Hollanda’da ölüm aylığı alması nedeniyle bu ülkedeki tüm süreyi borçlanmadan ülkemizden ölüm aylığı almasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istemi reddettiği anlaşılmaktadır.
Davacının eşinin ölüm tarihi 10.08.1995 olup 900 gün prim ödemesi halinde ölüm aylığına hak kazanması mümkündür. Davacının eşinin 5 yıldan fazla sigortalılık süresi ve 900 günü aşkın (720 gün askerlik borçlanması ile 2983 gün) prim ödemesi bulunmaktadır.
Davalı Kurum, Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 23/3 maddesine dayanarak, davacının Hollanda’da ölüm aylığı alması nedeniyle bu ülkedeki tüm süreyi borçlanmadan ülkemizden ölüm aylığı almasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istemi reddetmektedir.

Anılan Sözleşme’nin 22.maddesi her iki ülkede birbirini takip eden sürelerde veya münavebeli olarak geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi, 23.madde ise yardımlara hak kazanmaya ilişkindir. Sözleşme’nin 23.maddesinin 1/b-(i) bendinde Türk mevzuatı bakımından birleştirilen süreler üzerinden kısmi aylık bağlanması, 1/c-(i) bendinde ise “miktarı geçen sürelere bağlı olmayan yardımlar” düzenlenmiştir.
Sözleşme’nin 23.maddesinin 3’üncü fıkrasında geçen “Bu maddenin 1 ‘nci fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu bölüm hükümlerinden faydalanabilecek durumda olan kimseler, haklarında yalnız bir Akit Tarafın mevzuatının uygulanmasını isteyemezler” düzenlemesi, bu bölüm hükümlerinden faydalanabilecek durumda olan “kısmi sözleşme aylığı alanlara” yönelik bir düzenleme olup Hollanda’da ölüm aylığı alan kişinin aynı zamanda Türkiye’de ölüm aylığı almaya hak kazandığı hallerde, Hollanda’da geçen tüm süreyi borçlanması gerektiği biçiminde yorumlanması mümkün değildir.
23.madde kısmi sözleşme aylığına ilişkin olup akit tarafların iç hukuk kurallarını değiştirmeye yönelik bir amaçla ihdas edilmediği gibi, Kurumun aylık almaya engel gördüğü Hollanda ölüm aylığı da sözleşmenin 23.maddesine göre bağlanmış bir aylık değildir. 23.madde açıkça “…bu bölüm hükümlerinden faydalanabilecek durumda olan kimseler…” demek suretiyle düzenlemenin kısmi sözleşme aylığı alanlara özgü olduğunu ifade etmiştir.
Sözleşme hükümlerinin, Anayasa’nın 90.maddesine göre iç hukuk hükümlerine üstün tutulabilmesi için bir konuda sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak biçimde açık bir düzenleme getirmesi ve bunun da iç hukuk hükmüyle çatışması gerekir. Oysa ki Sözleşme’nin 23.maddesinin 3’üncü fıkrası kısmi sözleşme aylığı alanlara ilişkin olup sigortalının Türkiye’den ölüm aylığına hak kazanmasına ilişkin iç hukuk hükümleriyle çatışır bir içeriği de bulunmamaktadır. O halde davacının, eşinin yalnızca Türkiye’de geçen sigortalı hizmetine istinaden ölüm aylığı almasına engel ve iç hukuk kurallarıyla çatışan uluslararası sözleşme kuralı bulunmamadığından, mahkemece davacının ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığı irdelenerek sonucana göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.