Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/20059 E. 2015/23122 K. 24.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20059
KARAR NO : 2015/23122
KARAR TARİHİ : 24.12.2015

MAHKEMESİ : Çorum 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2015
NUMARASI : 2015/93-2015/243

Davacı, yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, davacının babasından dolayı aldığı yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davalı Kurum tarafından davacıya yapılan yersiz ödemelere istinaden gönderilen borç bildirim belgesinin iptaline ve davacının bu konuda davalı Kuruma borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı ile eski eşinin 12.11.2010 kesinleşme tarihli mahkeme kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, 31.10.2013 tarihinde yeniden evlendikleri, talebi üzerine davacıya 01.12.2010 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlandığı, yapılan araştırmada davalı Kurum kontrol memurunca davacı ile eski eşinin boşandıktan sonra da birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi nedeniyle davacıya bağlanan yetim aylığının kesildiği, 22.09.2011-21.10.2012 tarihleri arası ödenen aylıkların borç kaydedildiği, tutanak tanıklarının davacının ve boşandığı eşinin birlikte oturduklarını beyan ettikleri, mahkeme huzurunda beyanına başvurulan davacı tanıklarının ise davacı ve eski eşinin boşanma sonrası ayrı yaşadıklarını beyan ettikleri, İlçe Seçim Kurulundan bildirilen seçmen kayıt bilgilerine göre davacı ile boşandığı eşinin 2011 seçimlerinde aynı sandıkta oy kullandıkları, Nüfus Müdürlüğünden gelen belgede davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra 25.05.2011 tarihine kadar ve 25.08.2012-09.09.2012 tarihleri arasında aynı adreste ikamet ettiklerinin bildirildiği, davacının 23.05.2011-26.07.2012 tarihleri arasında Kale Mah…….adresinde doğalgaz aboneliği olduğu, davacının eski eşi A… A…adına 29.07.2009-31.05.2011 tarihleri arası Kale Mah. ….. adresinde telefon aboneliği, Bahçelievler Mah. …..adresinde ise 11.09.2012 başlangıç tarihli elektrik aboneliği, 09.08.2012 başlangıç tarihli doğalgaz aboneliği ve 11.09.2012 başlangıç tarihli su aboneliği olduğu, emniyet araştırmasında davacı ve boşandığı eşinin boşandıktan sonra 15-16 ay ayrı oturdukları sonra tekrar birlikte yaşamaya başladıklarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davalı Kurum kontrol memuru tarafından düzenlenen rapor ile davacı ve eski eşinin boşanmadan sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerinin tespit edilmiş olması, seçmen kayıtlarına ve nüfus müdürlüğü kayıtlarına göre boşandıktan sonra belli dönemlerde aynı adreste ikamet etmeleri, tutanak tanıklarının beyanları, davacı ve boşandığı eşinin yedi yıl evli kalmaları ve sonradan yeniden evlenmiş olmalarına göre yetim aylığı almak amacıyla boşandıkları ve aynı adreste birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.