Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/19381 E. 2016/515 K. 21.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19381
KARAR NO : 2016/515
KARAR TARİHİ : 21.01.2016

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/07/2015
NUMARASI : 2013/432-2015/368

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.04.1975 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.04.1975 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına düzenlenen 01.04.1975 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, bildirgedeki işyerine ait dönem bordrolarının istenildiği ancak bordro tanıklarının dinlenilmediği, komşu işyeri tanıklarının da araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; her ne kadar talep edilen tarihte davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmakta ise de davacının çalışmasının fiili olup olmadığı hususunda eksik araştırma ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerine ait dönem bordrosunda ismi yazılı bordro tanıklarını dinlemek, gerektiği takdirde davacı ile bordro tanıklarını mahkeme huzurunda yüzleştirmek, davacının işe giriş bildirgesinde yazılı olan sigorta sicil numarasının o yılın serisinden olup olmadığını Kuruma sormak, böylece tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.