Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/19319 E. 2015/21571 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19319
KARAR NO : 2015/21571
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2012/714-2014/575

Davacı, 01.10.2008-28.02.2011 tarihleri arasında birbiri ile çakışan 5501 sayılı Yasanın 4/b maddesi kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, 4/a kapsamındaki hizmetlerinin geçerli sayılmasına ve 01/08/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01.10.2008-28.02.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, bu tarihler arasında 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı olduğunun ve tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 1.7.1994-31.12.1998 VE 1.5.2005-31.12.2005 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 25.9.2008-3.8.2012 tarihleri arasında Ziraat Odası Kaydı bulunduğu, bu sigortalılık kapsamında prim borcunun bulunmadığı, 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-(a) bendi kapsamında 15.01.2009 tarihinden itibaren devam eden sigortalılığının bulunduğu, 01.08.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve davalı Kurum tarafından davacının 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-(b) bendi kapsamında sigortalı kapsamında olduğundan 15.01.2009-30.07.2012 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-(a) bendi kapsamındaki sigortalılığının iptal edildiği ve tahsis talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, sigortalılık hallerinin birleşmesi (çakışan sigortalılık) halinde hangi sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce 506 ve 1479 sayılı Kanun’lar sigortalılık hallerinin çakışabileceğini öngörerek düzenleme getirmiş ise de değişik sigortalılık hallerinden hangisine hangi hallerde üstünlük tanınacağına dair bağlayıcı bir norm bulunmamaktadır.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam eden sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır.
…/…

Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereği de, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (03.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı da aynı yöndedir).
5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Yasa’nın 53.maddesi ile sorun çözüme kavuşturulmuştur.
5510 sayılı Kanun’un 53.maddesinin başlığı “Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” olup bugünkü halini 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa’nın 33.maddesi ile almıştır.
16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanun’un 53.maddesinin ilk hali şu biçimdedir;
“Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır…”.
Ancak 5510 sayılı Yasa’nın 53.maddesi değişikliğe uğradığından, “sigortalılık hallerinin birleşmesi” halinde uygulanacak mevzuatı 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra iki döneme ayırmak mümkündür.
1) 01.10.2008-28.02.2011 tarihleri arasındaki dönemde sigortalının (4/1-a) ve (4/1-b) sigortalılık hallerine aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
5510 sayılı Yasa’nın 5754 sayılı Yasa’nın 33.maddesi ile değişik 53.maddesine göre;
“Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır…”
2) 01.03.2011 ve sonrası dönemde ise sigortalının (4/1-a) ve (4/1-b) sigortalılık hallerine aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.
01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa’nın 33.maddesine göre;
“Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır…”
5510 sayılı Kanun’un Geçici 33. maddesine göre, Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten (01.03.2011) öncesi için uygulanmaz.
Somut olayda, 5510 sayılı Kanun’un geçici 33. maddesine göre, Kanunun 53. maddesinin birinci fıkrasında 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişik geriye yürümeyeceğinden, yani yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanamayacağından, davacının ancak 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-(a) bendi kapsamındaki sigortalılığına üstünlük tanınabilecektir.

./..

Yapılacak iş, davacının 01.10.2008-28.02.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü ile yaşlılık aylığı şartlarına haiz olup olmadığını değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.