Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/19075 E. 2017/337 K. 23.01.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19075
KARAR NO : 2017/337
KARAR TARİHİ : 23.01.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, davacıların davalı şirket ile davalı gerçek kişliler Demirkanatlı ve …’a yönelik manevi tazminat istemlerinin anılan davalıların kusurları bulunmadığından bahile reddine, davacıların diğer davalılar İsmail ve …ile müteveffa davalı … mirasçılarına yönelik manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, ceza yargılamasında beyanları alınan davalı …’nın silahlı saldırı olayının meydana geldiği işyerinden kendi işyeri olarak bahsettiği, iş kazasında hayatını kaybeden muris ile dava dışı Ahmet Haluk Şaşmaz’ı işyerine ve oğullarına gözkulak olması için kendisinin işe aldığını söylediği, Kurum’ca yapılan iş kazası tahkikatında sigorta müfettişine ifade veren davalı … ile dava dışı …’in murisi kendilerinin işe aldıkları yönünde beyanda bulundukları bu kapsamda sigorta müfettişinin tahkikat raporunda davalı … ve dava dışı …’in adi ortaklık olarak işyeri tescilinin yapılıp, murisin ortaklıkta koruma ve güvenlik görevlisi olarak sigorta girişi yapılması yönünde görüş bildirdiği, yine aynı olayda yaralanan diğer koruma ve güvenlik görevlisi Ahmet Haluk’un ceza dava dosyasında verdiği ifadesinde davalı şirkette çalışmaya başladığını beyan ettiği, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda ise, hukuki bir irdeleme yapılmaksızın davalı şirketin işveren olarak kabul edildiği görülmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/1 maddesine göre “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.”
4857 sayılı Kanun’un 77/1 maddesine göre “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.”
Bunun yanında, iş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında sigortalının kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Somut olayda, murisin sigortasız olarak çalıştırıldığı, yukarıda açıklandığı şekilde işverenin kim olduğuna yönelik birbiriyle çelişik beyanlar karşısında, gerçek işverenin yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği, aynı petrol istasyonunun daha önce de aynı şahıslar tarafından üç kez saldırıya uğraması karşısında, işverenin kusurunun bulunmadığı, işçisini korumaya yönelik tedbirlerin tamamını aldığının kabulü olayın oluşuna uygun olmamıştır.
Yapılacak iş, ceza dava dosyasındaki mahkeme içi ikrarları da dikkate alıp, işverenin belirlenmesinden sonra, 4857 sayılı Kanun’un 77. maddesi doğrultusunda olayın oluşuna uygun, hukuki sorumlulukları belirleyecek şekilde kusur raporu almak ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacılara, iadesine 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.