Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/18942 E. 2015/22643 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18942
KARAR NO : 2015/22643
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2015
NUMARASI : 2014/569-2015/322

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1988 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava; davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.10.1988 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.10.1988 tarihinde işe başladığını bildiren 02.12.1993 varide tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, davacının sigorta sicil numarasının 1988 yılı serilerinden olduğu, davacının ihtilaflı tarihte sigortalı çalışmasının bulunmadığı, işe giriş bildirgesinin verildiği işyerinin 15.06.1981- 30.06.1981 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu, dinlenen davacı tanıklarının çalışmayı doğruladıkları anlaşılmaktadır.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davacı adına 01.10.1988 tarihinde işe giriş bildirgesi verilen işyerinin 01.10.1988 tarihinde faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını titizlikle araştırılıp açıklığa kavuşturmak, bu bağlamda, dava dışı işyerine ait ticaret sicil müdürlüğü ile vergi dairesi nezdinde kaydının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılıp, tescil ve mükellefiyet kayıtlarını temin etmek, meslek kuruluşları nezdinde kaydının bulunup bulunmadığını tespit etmek, dava dışı işverene ait ihtilaflı dönemde iş yeri olup olmadığı var ise bu işyerinin davaya konu dönemde çalışma izni ve ruhsatı ile elektrik-su-telefon aboneliğinin bulunup bulunmadığını ilgili belediye, PTT müdürlüğünden sormak, işyeri kira ise kira sözleşmesini temin etmek suretiyle işyerinin 01.10.1988 tarihinde faal olup olmadığını belirlemek, işyerinin davalı dönemde faal olduğunun anlaşılması halinde ise dönem bordroları bulunmadığından ve dinlenen tanık beyanları yetersiz olduğundan Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerektiğinde işe giriş bildirgesindeki imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de, davalı SGK harçtan muaf olduğu halde davacı tarafından yapılan harç giderlerinin yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle davalı Kurumdan alınmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.