Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/18919 E. 2015/21640 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18919
KARAR NO : 2015/21640
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2015
NUMARASI : 2012/874-2015/24

Davacı, Bağ-Kur giriş kaydının 1980 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Bağ-kur sigortalılık başlangıcının 1980 olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının Bağ-kur giriş tarihinin 14.04.1980 olarak tespitine karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa’ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı ancak bu Kanuna göre zorunlu, sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir. Aynı şekilde 8.5.2008 tarihli 5754 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanunun yürürlük tarihi ile 4/10/2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25.07.1996 tarihli işe giriş bildirgesine göre 12.02.1991 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-kur tescilinin yapıldığı, 12.02.91-31.12.98 tarihleri arasında zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğu, 01.01.99-29.12.99 tarihleri arasında 1479 Sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu, 29.12.99-15.08.2005 ve 15.08.2005-09.01.2008 tarihleri arasında zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğu, 01.01.2008-03.06.2011, 04.06.2011-31.03.2014, 06.02.2015-DEVAM tarihleri arasında SSK sigortalısı olduğu, 14.04.1980 tarihli vergi kaydının zirai kayıt olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacının zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanunun Geçici 18. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesinde belirtilen sürede zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebi bulunmadığı, 1980 yılındaki vergi kaydının da zirai vergi kaydı olup, bu kayda dayanara 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-kur tescili yapılamayacağı, Tarım Bağ-kur giriş bildirgesinin de verilmediğinden bu dönemde Tarım bağ-kur sigortalısı da olamayacağı ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.