Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/18549 E. 2015/22762 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18549
KARAR NO : 2015/22762
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : Bakırköy 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/07/2015
NUMARASI : 2014/173-2015/321

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.04.1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 01/04/1986 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 28/05/1986 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 01/04/1986 tarihinde İ.. İ.. ünvanlı ve 456148 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının askerlik tarihlerini belirlemek, işe giriş bildirgesinde belirtilen işyerinin kanun kapsamına alındığı tarihi ve bu işyerinden söz konusu dönemde dönem bordrosunun verilip verilmediğini Kurumdan sormak, dönem bordrosunun verilmiş olması halinde bordroda ismi bulunan ve davacının çalışmaları konusunda bilgisi bulunan kişileri tanık olarak dinlemek, dönem bordrosunun verilmemiş olması veya bordro tanıklarının beyanları ile yetinilmemesi durumunda işyerinin adresi de bildirilmek suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin davacının talep ettiği tarihte çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.