Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/18188 E. 2015/19338 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18188
KARAR NO : 2015/19338
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Davacı M.. I.. vekili Av. S.. B.. ile davalı S.. B.. vekili Av. M.. Ö.. arasındaki, “tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile 30.05.2013 tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş maaş ödemelerinin faizi ile birlikte tahsili” davası hakkında Samsun 4. İş Mahkemesince verilen 26.03.2015 gün ve 2015/120-107 sayılı kararın Onanmasına ilişkin Dairemizin 25.06.2015 gün ve 2015/9670-14787 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, Dairemizin 25.06.2015 gün ve 2015/9670-14787 sayılı onama kararında maddi yanılgı olduğu gerekçesi ile Dairemiz kararının düzeltilmesini istemiştir.
İş Mahkemesi kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması mümkün bulunmamasına karşın maddi hataya dayalı kararların düzeltilmesi Dairemizin yerleşmiş uygulamalarındandır.
Dava, davacının 01.11.2007 – 22.02.2008, 01.10.2008 – 03.06.2009, 13.08.2011 -11.10.2011, 13.10.2011 – 18.10.2011 ve 22.11.2011 – 04.12.2011 tarihleri arasındaki tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile 30.05.2013 tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş maaş ödemelerinin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, 10.07.2014 tarih, 2013/182 E. – 2014/343 K. sayılı karar ile “davanın kısmen kabulü ile, davacının 31.12.2000 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur ve 5510 Sayılı Kanunun 4/b maddesi kapsamındaki sigortalılığının iptaline, davacıya 01.06.2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte yaşlılık aylığı ödenmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair verilen karar, Dairemizin 20.01.2015 tarih, 2014/16700 Esas, 2015/554 sayılı ilamı ile, “Davacının çakışan sigortalılığının olduğu dönemde Tekirdağ ilinde 506 sayılı Kanun kapsamında çalıştığı, buna göre tarımsal faaliyetinin olmadığının anlaşılması karşısında davacının 31.12.2000 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur ve 5510 Sayılı Kanunun 4/b maddesi kapsamındaki sigortalılığının iptaline şeklindeki Mahkeme kararı yerindedir. Ancak davacıya 01.06.2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte yaşlılık aylığı ödenmesi gerektiğinin tespitine şeklindeki hüküm 506 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi hükümleri karşısında yerinde değildir. 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C fıkrasının bd alt bendi uyarınca 59 yaşını tamamlamak şartıyla (07.05.2017 tarihinde) davacıya yaşlılık aylığı bağlanır. O halde, davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından, davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebi yönünden red kararı verilmesinden ibarettir.” denilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak, 26.03.2015 gün ve 2015/120-107 sayılı karar ile bozma doğrultusunda karar verilmiş olup, bu karar Dairemizin 25.06.2015 gün ve 2015/9670-14787 sayılı ilamı ile onanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 07.05.1958 doğumlu olan davacının, 10.06.1974 – 28.05.2013 tarihleri arasında kesintili 2470 gün 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun 4/a maddesi) kapsamında, 01.07.1998 – 31.12.2000 tarihleri arasında 900 gün tartışmasız, 01.11.2007 – 22.02.2008, 01.10.2008 – 28.02.2011, 13.08.2011 – 11.10.2011, 13.10.2011-18.10.2011 ve 22.11.2011-04.12.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun 4/a maddesi) kapsamındaki sigortalılık ile çakışan tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, 03.03.1978 – 03.11.1979 tarihleri arasında askerlik yapan davacının bu süreden 330 günü borçlanarak ödeme yaptığı, tanıkların davacının 2000 yılından beri Tekirdağ’da inşaat işçisi olarak çalıştığını beyan ettikleri, davacının 30.05.2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
08.09.1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4447 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 506 sayılı Yasaya eklenen Geçici 81. Maddenin A bendi; “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanır.” şeklindedir.
Davacının ihtilaflı olmayan 10.06.1974 sigorta başlangıç tarihine göre, 08.09.1999 tarihine kadar 25 yıl 2 ay 28 gün sigortalılığı bulunmaktadır. Buna göre davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının 506 sayılı Yasanın 06.03.1981 tarih 2422 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 60. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekmektedir. 506 sayılı Yasanın 06.03.1981 tarih 2422 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 60. maddesi ise, “Yaşlılık aylığından yararlanma esas ve şartları aşağıda gösterilmiştir.
A) Sigortalının;
a) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması ve en az 5000 gün veya,
b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün yahut,
c) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmamış olmakla beraber, kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün,
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şarttır.” şeklindedir.
Buna göre, 08.09.1999 tarihine kadar 23 yıldan fazla sigortalılığı bulunan davacıya 15 yıl sigortalılık süresini doldurmak, 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak ve 55 yaşını tamamlamak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanması gerekir.
Davacının 30.05.2013 tahsis talep tarihinde, 38 yıl 11 ay 20 gün sigortalılık süresi, 3700 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş süresinin olduğu ve 55 yaşını tamamladığı, buna göre bu tarih itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bozma kararına uyma usulü kazanılmış hak doğurur ise de, usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıran yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bir bozma kararına uyma gibi durumlar usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/21-298 E. 2004/252 K., 2003/11-277 E. 2003/295 K., 2006/15-275 E. 2006/366 K., 2001/2-430 E. 2001/ 432 K., 2006/4- 519 E. 2006/ 527 K. nolu kararları da bu yöndedir.
Somut olayda davacının tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanmış olması, buna göre Mahkemenin 10.07.2014 tarih, 2013/182 E. – 2014/343 K. sayılı kararı ile kurulan hükmün doğru olması karşısında, Dairemizin 20.01.2015 tarih, 2014/16700 E. – 2015/554 K. sayılı Bozma Kararı ile 25.06.2015 gün ve 2015/9670-14787 sayılı Onama Kararının maddi hataya dayalı olduğu ve kamu düzenini ilgilendiren bu davada davalı yararına usulü kazanılmış hak yaratmayacağı kabul edilmelidir.
Buna rağmen maddi yanılgıya düşülerek mahkemenin davacının yaşlılık aylığı talebini reddeden kararının onandığı anlaşılmış olmakla maddi hatanın giderilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 25.06.2015 gün ve 2015/9670 Esas, 2015/14787 Karar sayılı onama kararı kaldırılarak, Samsun 4. İş Mahkemesinin 26.03.2015 gün ve 2015/120 Esas, 2015/107 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.