Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2015/18095 E. 2016/4927 K. 22.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18095
KARAR NO : 2016/4927
KARAR TARİHİ : 22.03.2016

Davacı, 01/10/1994-01/10/2010 tarihleri arasında sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, 01.10.1994 – 01.10.2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini ve 1994 tarihli kesinti listesinde yanlış yazılan baba adı ile doğum yerinin düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının 01.09.1994 – 31.12.1994 ve 01.02.2009 – 01.10.2010 tarihleri arasında sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı tarafından 2926 sayılı Yasa kapsamında tescil edilmediği, 1994/Ağustos ayında, 2009/Ocak-Aralık ayları arası, 2010/Ocak-Aralık ayları arasında ve 2011/Ocak ayında prim kesintisi bulunduğu, 1994/Ağustos tarihli kesintideki kişi bilgilerinde doğum tarihinin 1948 yılı, baba adının ve doğum yerinin olarak yazılı olduğu, ancak baba adı ve doğum yeri bilgilerinin davacının bilgileri ile örtüşmediği anlaşılmaktadır.
Davacı hem 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin, hem de 1994 yılında yapılan kesinti belgesindeki kişinin kendisinin olduğunun tespitini istemektedir.
Hizmetin aidiyetine ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir.
Somut olayda ise; mahkemece, 1994 tarihli kesintideki gibi doğumlu, baba adı , doğum yeri olan bir kişi bulunup bulunmadığı ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahkemece yapılacak iş; öncelikle 1994 tarihli kesintideki gibi doğumlu, baba adı , doğum yeri olan bir kişi bulunup bulunmadığını ilgili nüfus müdürlüğünden sormak, böyle bir kişinin bulunduğu bildirilir ise davanın sonucu bu kişinin hak alanını da etkileyeceğinden, söz konusu kişiyi de davaya dahil edip beyanına başvurarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.